Bir ova; mermerden, örtülü üstü.
Sapsarı bir yağmur iki belikten…
Gören gözler, kötü talihe küstü;
Kurban olam düğme, çık şu ilikten!
Ovaya; yanlardan dalga vuruyor,
Gerçekten de dalga gibi duruyor,
İki yaka, birbirine giriyor;
Kurban olam düğme, çık şu ilikten!
İki dağ gizliyor, zirveler sivri,
Güzelin millete cefa-i cevri,
Kaldırma yakayı; açılma devri…
Kurban olam düğme, çık şu ilikten!
Bir derin vadi var, dağlar arası,
Yamaçlar çimenlik, terli deresi,
Telinden tırnağa, olsun neresi;
Kurban olam düğme, çık şu ilikten!
Ulvi’yem: ne kadar söylesem de az,
Her zaman rast gelmez, böyle işvebaz
Düğme şu ettiğin: vicdana sığmaz…
Kurban olam düğme, çık şu ilikten!
24 MART 2012
Kayıt Tarihi : 9.11.2013 10:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiiri yazdığım tarihten kısa bir süre önce TV ekranında izlediğim bir sunucunun giydiği deniz mavisi gömlek ve sarı saçlarının oluşturduğu uyumla aklıma gelenleri kaydettim. Umarım beğeni ve zevkle okunur.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!