Yakacağımız kermedir. Ahırdan, ağıldan, komdan alıp
Basmalığa döküp kurutuğumuz
Kuruyunca
Belle, kürekle
Kare, kare kestiğimiz
Elleri kınalı
Gözleri sürmeli
Anne
Gelin
Kızlarımız
Çıplak ellerle
Duvarlara yapıştırdıkları
Kuruyunca topladığımız
Güz
Karakış günleri geldiğinde
Kalaktan alıp yaktığımız
Tezekle
Fışkıyla
Tandır
Ocak harlayıp
Arpa, çavdar ekmeği
Haşıl
Püşrük pişirdiğimiz
Küçük dünyamızda, kapımızı hep çalan yoksulluktur
Damı toprakla kaplı, duvarları kerpiçlerle, siyahtaşlarla
Yapılı
Sütünlü
Metrelik
Kerevetli evlerimiz
Yayla zamanı
Keçi kılından örülü
Çadırlarımız
Canavarları kovalıyan
Karabaşlarımız
Çadırları yaylaya taşyan
Merkeplerimiz
Herkese açık
Soframız
Kapımız
Tohum gibi filizlenen
Umudumuz
Sevgimiz var bizim
Yoksulluğa rağmen
Düğünlerde
Omuz omuza
Govend
Halaya çekeriz
Ölümlerde
Ağıt yakar yas tutarız
Koyun güdenlerimiz
Yanık, yanık
Kaval çalmayıda bilir
Koyun
Sağmayı da
Biz
Elleri nasırl
Ayakları yalın
Bu topraklarda
Memleket insanıyız. Kimi Kürt, Türk kimi de Türkmen
Küflü lor, kerti ekmektir bal niyetine yediğimiz
Kuru soğandır
Büyük nimet saydığımız
Bulunursa
Bazen de
Gövermiş çiçeldir tükettiğimiz
Öğle
Akşam yemeğimiz
Bulgur pilavı
Eğer o da bulunursa
Marabayız
Irgatız
Çiftçiyiz
Köylüyüz
Fakiriz ama onurluyuz
Üstelik çok vicdanlıyız
Lakin hayat çok pahalı
Varsın havyar, bal, et, somun zenginlerin, ar bizim olsun
Mehmet Çobanoğlu
27.02.2020
İstanbul
Kayıt Tarihi : 27.2.2020 15:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!