Yak Şiiri - Murat Tali

Murat Tali
875

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Yak

Yak…
Köze düşüp buhar olan damlanın duasıyla başla,
sessizliği tutuştur önce,
çünkü en büyük yangınlar
dilsiz çığlıklardan doğar.

Yak…
Meşe ağacının közünde kalan bakışı,
kıvılcım kıvılcım yanarken
kendi gölgesine bile sığınamayan
o utangaç rüzgarı.
Taşlara gülümseyen o delirmiş havayı,
çınarın kırık kanadında kan gibi akan
sonbaharı yak…

Yak…
İnsanın gözünü,
ama görmediği her şeyi yak,
bir çamın reçinesinde donup kalan
bin yıllık pişmanlığı.
"Ne var ya, sadece ağaç" diyenin
içindeki kurumuş ormanı tutuştur.

Yak…
Ağaçkakanın gagasında tıkanıp kalan
çığlığı sal göğe,
o sekoya’yı delip geçen
bin yıllık sabrı kır parçala,
bir şimşekle çarp yeryüzüne.

Yak be dostum.
Ama kibritle değil.
Vicdanınla.
Görmeyeni gösterene dek,
susanı haykırtana dek,
yanmamış tek bir kelime bırakmayana dek
yak bu geceyi.

Yak…
Ve bırak külleri konuşsun artık,
çünkü bazı yangınlar anlatılmaz,
yalnızca dinlenir çatırdayan bir suskunlukta.
İçinde kim bilir kaç ömür saklı
bir çam ağacının kabuğunda,
kaç çocukluk, kaç terk ediliş,
kaç “bir gün döner” diye beklenen baba…

Yak…
Çünkü rüzgar da usandı artık
taşların içini ısıtamamaktan,
gülümseyememekten bir çiçeğe
çünkü çiçek kalmadı…
Ve insan,
görmediği her güzelliği
yavaş yavaş öldürmeyi marifet sayıyor.

Yak…
Bir su damlası gibi içinden geçen ateşi
kendinden bile saklama artık.
Sen de yan,
ama is olma!
Temizle bu isli gökyüzünü
bir dizeyle,
bir öfkeyle,
bir sevdayla belki.

Yak be dostum,
ve de ki:
“Ben bu geceyi şiire çevirdim,
sabahı ise küllerden yeniden kuracağım.”

Murat Tali
Kayıt Tarihi : 4.4.2025 11:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!