Biliyor musun artık korkuyorum,
Artık eskisi gibi gülemiyorum.
Eskiden böyle miydi halbuki
Aklıma geldiğinde gözlerimin içi gülerdi
İçimde tarifi imkansız bir sevinç beliriverirdi
Seni hayal ederdim ve yine gülümserdim
merdivenler...
yüksek yüksek merdivenler...
zirvesinde yarin oluğu merdivenler...
ilk basamaktayım henüz.
kavuşabilecekmiyim acaba bu gece sana.
yoksa yine bitieremeden basamaklarını
Güller vardır sevdiğim
Bordo, pembe, beyaz bazen de sarı güller…
Acı veren dikenlerine rağmen, akan kanlara inat
Asaletli kırmızı güller..
Görür görmez de Güller Sultanı’nı anımsatan güller..
Bir aci ki yurek dayansa goz
Goz dayansa soz dayanmiyor
Akil bulsada bir izahini
Gonule laf dinletemiyor
Askta sefada var cefada
dil ne zaman tutulur,
göz ne zaman işitmez olur,
kulak ne zaman işitmez olur
anlıyorum şimdi...
can nedir,cananın neresindedir
yar nedir yarların neresindedir
Sana uzak diyarlarda
Nefesine hasretle geçecek bir gecenin daha arefesindeyim
Şuan ne olmak isterdim biliyor musun?
Şu fani bedenden sıyrılıp,
Parmağındaki siyah taşlı yüzüğün olmak isterdim.
Kavramış olacaktım böylece teninin bir kısmını
unutmazsın beni biliyorum
unutmazsın geçen günleri
gün gelirde gözlerinin sıcaklığı
tebessümünün büyüsü ellerin yüreğini okşarsa,
ki o an gözyaşlarımın yağmurla birleşip
sokaklara adını ve aşkımı yazdığı
Bir İzmir ocağında
Sevdanın bağrına sığınmış bülbül edasında görünmeyişler.
Varlığından doğan hülyalara dalmış,
Akşamları ötmeye mahkûmken,
bir ocakta kalakalmışlık.
Bir vatan derdi… bir ana… bir de Yâr!
Aşk oyununda
kendimi şahı korumaya adamışken,
en sona bile saklanmamış bir piyon olduğumu anladığım zamandı,
kırdım yüreğimdeki tüm zarları...
özledim seni bir tanem, özledim...
üzülme bir tanem, ne yapalım
bizim payımız, gözlerimizi yarin gözlerinin yerine
yoluna kilitlemekmiş.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!