Yahya Ağa Destanı Şiiri - Alper Kürük

Alper Kürük
1199

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Yahya Ağa Destanı

İki metre boyunda
Bir çam yarması...
Lâkabı:'Adem Ejderhası'.

Henüz bıyıkları terlemiş iken
Yok idi onun bileğini büken.
İlk şöhreti başlar on sekizinde.
Basınca yirmi beşine
Adem Ejderhası,
Macaristan'da Budin'e
Oldu Yeniçeri Ağası.
Pekçe bastığı yer çöker,
Bilek gibi demirleri
Sanki tel gibi büker.

Bin beş yüz doksan beşte
Almanya'ya yapılmıştı bir sefer.
Kış gelince Türk'ler
Barınamazdı sınır topraklarında,
Yeteri kadar donatılır kaleler
Arta kalan ağırlıkla
Yüz binlerce asker
Çekilirdi kışın Belgrad'a.
On bin asker bu arada
Kalmıştı Estonibelgrad'da.
Kırk binlik bir kuvvetle
Almanlar bulundular
Kaleyi muhasarada.
Kuşatım sürerse uzun
Etraftan da gelmezse
Erzak,cephane,yardım
Yiğitler harbe girse
Atamazlardı tek adım.
Kalenin imdadına
En yakın yerlerden
Koştu birkaç bin gönüllü birden.
Göze çarptı ilk nazarda
Çam yarması Yahya Ağa
Nice yiğitler içinden.
Kuşatımın ilk haftasında
Bir yudum su kalmadı
Neferlerin tasında.
Belki on kılınç darbesinde
Yere düşürülemeyecek
İri vücudlu babayiğitler
Serim serim serilmişler
Yalıyorlar taşlarını sarnıcın
İçecek bir yudum su bulmak için.
Kaledekiler çok perişan...
Türk Ordusu Belgrad'dan
Kalenin yardımına ancak
İki ayda koşacak.
Bir tek çare vardı:
İstenmiyordu boşuna döküsün kan
Kaleyi VİRE ile teslim etmek
Sonra da çekilip gitmek...
Düşman teklif etti vire
Estonibelgrad Paşasına.
Bir kişi karşı koydu bu emire.
Zira ağır gelmişti teklif
Adem Ejderhasına.
Paşa kabul etti
Yoksa red devlete karşı ağır mes'uliyetti...
Kırdırmak istemiyordu susuzlıktan
Kaledeki birçok yiğidi.
Karşılıklı ikişer rehine
Göndererek iki kumandan
İmzaladılar hemen
Vire anlaşmasını.
Konuşmalarda bulunan
Kahraman Yahya Ağa
Söz aldı birden:
'Kabul etmiyorum kendimce
Vireyi ben.
Önüme baka bak başımı eğip
Düşmana kaleyi bırakıp gidemem.
Kalede kalıp susuzluktan yana
Köpek gibi de ölemem.
Önce tek başıma
Kaleden ben çıkacağım.
Ya öleceğim ya da
Düşmanı yıkacağm.
Belli olduktan sonra
Benim kaderim
Ve beni alırsa yer
Vire anlaşması ancak o zaman
Yürürlüğe girer...'
Estonibelgrad Paşası
Çıkarmadı sesini
Onu iyi tanıdığından.
Düşman temsilcisi dahi
Kabu etti teklifi.
Gidecekti daha sekiz fedai
Yahya Ağanın arkasından.
Okudular dokuz kişi
Kırk bin kişiye meydan.
Kale bedenlerinde
Dolaştı bir heyecan.
Yahya Ağa yanına beş yüz ok aldı
Dokuzu da çıktı kaleden
Ve kâfirin içine daldı.
Yanlarını zırhlarla bürülü
Düşmanlar sardı birden,
Attığı herbir oktan
Yok idi boşa giden.
Okları tüketince
El attı kılıcına
Yüz düşman daha mal oldu
Taşan sonsuz hıncına.
Kılıçtan geçirirken
Sağını ve solunu,
Heyhat bir darb eile düşürdüler
İnsafsızca,sağ kolunu.
Adem Ejderhası Yahya
Ve sekiz yiğit
Nihayet olduar şehit...
Kaldı onlara hayran
Düşman kumandan.
Naklettirdi merasimle cesetlerini
Estonibelgrad'da bir tepeye.
Boş yere tepede dursunlar niye
Bu büyük kahramanlar?
Kanlarının aktığı yerde
Ele geçmez şehitlik tacı,
Ayaklarının bastığı yerde
Destan dolu şanlı bir tarih var...

Alper Kürük
Kayıt Tarihi : 28.10.2005 15:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Alper Kürük