Elif Teyzemizdi o,namı değer deli Elif derlerdi ona. Kocası işe gidince, gezmediği konu, komşu kapısı bırakmazdı kapı senin, bu kapı benim diyerek hep gezer dururdu.
Yine öyle günlerden bir gündü Elif teyze için.
Pilavı pişirmiş, yağını yakmadan gitmişti gezmelere. Nasıl olsa herifi gelmeden yakıverirdi yağını pilavın.
Elif teyzenin beyi erken gelmişti o gün eve. Hemde çok acıkmıştı. Ocağın üstündeki kazanı gördü kocası. Dayandı pilavı yemeğe. Nerdeyse bitirmişti kazandaki pilavı. Bir de uyku çökmüştü ki deli elifin kocasına. Gitti yattı karyolaya. Yatış o yatış, mukadderat işte, ölmüştü eşi elifin.
Konu komsu toplandılar, ağlaştılar hep birlikte. Bir tek o ağlayamadı, ağlayamadı Elif teyze.
Konu komşu ne derdi ağlamazsa, Zorladı kendini. Yok, işte yok, bir türlü ağlayamıyordu.
Elini tükrükleyip gözüne sürüyor, ağlamış gibi yapıyordu. Çok ömür sürmüşlerdi oysa. Severek evlenmişlerdi. Yok muydu şimdi ağlayacak hiç bir şeyleri.
Düşündü ince ince. Tabutun İçinde yatıyordu eşi. Utandı, Maksatı ağlamaktı. Birden aklına pişirdiği yağsız pilav geldi. Sonra nasıl ihmal ettiğini düşündü eşini. Yoksa kocası yağsız pilavdan ölmesindi?
Bir höykürme bıraktı ortalığa Elif teyze. Dizlerine vura vura ağladı. Suçluluk duygusu bütünüyle sarmıştı bedenini. Ya kocası yağsız pilavdan öldüyse!
Daha da yükseltti sesinin ağlama tonunu. Yırttı, inletti ortalığı.
Sahiden ağlıyordu artık Elif teyze. “Ne çok seviyormuş kocasını deli Elif “diyordu konu komşu, Elif Teyze adeta coşuyordu.
Kimse bilmiyordu Elif teyzenin pişmanlık oyununu, kimse bilmiyordu yağsız pilavın kocasının ölümüne neden olduğunu.
Kayıt Tarihi : 16.2.2021 21:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!