Yağmurun Yedi Mührü Şiiri - Ercan Kurban

Ercan Kurban
137

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Yağmurun Yedi Mührü

​Gökyüzü, erimiş bir kurşun gibi dökülür, derin bir intizarla,
Bulutlar, ağlayan bir ahunun saçlarıdır, siyah ve dalgalı.
Her damla, ruhun kadife atlasında gezen saklı bir keder olur.
Şehirler, bu şeffaf matemin altında camdan bir saray misali durur.
Yeryüzü, gözyaşıyla ıslanmış bir mezmurun eski bir sayfasıdır.

​Fakat bu kutsal melankoli, aniden safir bir çığlığa döner,
Zira tabiatın ruhu, bu karanlık perdenin ardında sonsuzluğu sezer.
Yağmur, çatlayan dudağın serinliği, çölün yakarışına verilmiş bir cevaptır,
Rüzgâr, ıslak toprağın nefesinden bin yıllık bir tutkuyu toplayıp türkü türkü yayar.
Kalpteki sisli cam silinir, ardında yaldızlı bir umut belirir.

Her damla, zamanın ömründen kopan minicik bir hecedir,
Geçmişin yükünü yıkayıp geleceğin müjdesini veren gecedir.
Yağmur, kâinatın döngüsünde saklı, ezelden ebede uzanan bir gizem olur.
Toprak, bu serin öpüşle uyanır; yeniden doğuşun narin çiçeği olur ve rengârenk açar.
Tezatlar tezgahında varlık ve yokluğun ilahi adalet terazisi yeniden kurulur.

​Fezanın simyası, hayat iksirini döker, ağaçların kadehine yavaşça,
Kökler, derin bir rüyanın içinde altın bir fısıltıyla canlanır usulca.
Her bir su damlası, servetin mührü, bolluğun yadigârıdır bu âleme,
Tarlalar, güneşin haritasını çizerken zümrüt bir ipeğe dönüşür, yeşillenir.
Yağmur, ebedi cömertliğin mermer heykelidir, destanlaşarak zamana meydan okur.

Şimdi her ağaç, göğün elinden tutan bir yeryüzü elçisidir âdeta,
Yapraklar, derin uykudan uyanıp arınmanın ve gücün sırrını fısıldar yan yana.
Derinlerdeki yeraltı nehirleri, şifa taşıyan birer saki olur,
Bu mucizevi ıslaklık, küskünlüğün gölgesini siler, unutulur.
Zira her damla, toprağın damarında dolaşan, tesirli bir iksirdir.

​Yağmur, varoluşun senfonisi, hem yıkan hem de yeniden inşa eden sestir.
O, zıtlıkların ahengidir; yası ve şöleni aynı anda icra eder.
Hem hatayı temizleyen hem de günahın izlerini silen bir abdesttir,
Bu ilahi döngüde saklıdır, düzenin nizamı, kâinatın dengesi.
Yağmur, hem ulu hem de zarif bir lütuf olan, sonsuzluğun aynası.

​Öyleyse ey fani can, göğün bu müthiş dramına derin bir tefekkürle bak.
Kederden sonra açan saf beyaz çiçeği, kalbinin en nadide köşesine tak.
Şimdi bütün kirler silindi, ruhun parlak bir mabet gibi yükselir,
Bulutlar, mor bir ipekle çekilirken güneşin tahtı yeniden kurulur.
Altın ışıklar yeryüzüne düşer, dirilişin coşkusuyla hayat billur bir su gibi çağlayıp akar.

Ercan Kurban
Kayıt Tarihi : 12.12.2025 00:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!