Yağmurun Türküsü Şiiri - Nihat Malkoç

Nihat Malkoç
1592

ŞİİR


30

TAKİPÇİ

Yağmurun Türküsü

Uzaktan gizli bir el, ruhuma ağmaktaydı
Göklerden yağmur değil, gözyaşı yağmaktaydı
Cemreler peşi sıra düştü suya, toprağa
Her katre hayat verdi boynu bükük yaprağa
Toprağı gülümsetti bu yağmur taneleri
Gönülde akis buldu hüzün teraneleri
Hicranın son damlası gözlerinden düşünce
Yüreği köz köz etti, yaraladı düşünce…
Mavi düşler taşırken can evime imbatlar
Bir martı çığlığında yürek yakar hoyratlar

Yağmurun habercisi gözlerinde bulutlar
Ufkun ardında bekler mütebessim umutlar
Hasretinden iz taşır, yağmurların kokusu
İpekten yumuşaktır, gül teninin dokusu
Kızıl bir yangın yeri, düşlerimde şafaklar
Mâzinin tanığıdır, saçlarımdaki aklar
Gölgemi sürükledim, gezindim kuşluklarda
Kaybettiğim izini, aradım boşluklarda
Hüzünkâr bülbüllere ezberlettim adını
Sağır sultanlar duydu gönlümün feryadını

Ateşin nazarınla taradın, süzdün beni
Hallaç-ı Mansur gibi, her gece yüzdün beni
İplik iplik çözüldüm aşkın darağacında
Menzilimi yitirdim kıvrım kıvrım saçında
Yüreğime işledi kılıçtan keskin yağmur
Peşinde koşturmaktan tepeme çıktı çamur
Bu kutlu yürüyüşte kaybettim adresini
Hasretime fon yaptım o billurdan sesini
Sen yağmur zannedersin, hasret yağar yüceden
Ay misali doğarsın kapkaranlık geceden…

Vuslat uçurumunda el sallasa da ölüm…
Bir nisan yağmurunda yoluna düştüm gülüm
Hüzünlerim heybemde, azığım garipliktir
Gönlümün tezgâhında hasret iplik ipliktir
Ömrün sonbaharında nergis gibi solsan da…
Umutların taptaze, uzağımda kalsan da…
Hicran sele karışsın, gönülden ırak olsun
Şehadet parmaklarım başına tarak olsun
Gözümden akan nehrin akışında sen varsın
Bahar çiçeklerinin kokuşunda sen varsın

Aklım aşkınla meşgul, firarda uykularım
Hicranın eşiğinde tarumar duygularım
Hazan vakitlerinde yoldaşım olur hüzün
Göğün lambası ay’ı, kıskandırır gül yüzün
Her güle bir damla kan, dikenin diyetidir
Hamağında sallanmak gönlümün niyetidir
Tutuşsun aşk sarayım, âhların alevinde
Kalbim kiracın olmak diler gönül evinde
Nisan yağmurumsun sen, baharda gökkuşağım
Toprağın tebessümü, sarı buğday başağım! ...

Hazan hüzne gebedir, yürekten taşar sırlar
Ân’ların oluğundan akar yüz bin asırlar…
Çöllerin şafağında gördüğümüz seraptır
Uzağına düşmüşüm, gönül köşküm haraptır
Mesafeler silinsin, uzaklar yakın olsun
Kesretin çöllerinden vahdete akın olsun
Geriye baktığımda hüzün dağlar misali…
Kızılelma addettim o gül pembe visali
Bu hovarda yüreğe hasreti azık ettim
Gül yüzünden nasipsiz bu ömre yazık ettim.

Nihat Malkoç
Kayıt Tarihi : 7.5.2016 19:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nihat Malkoç