Yağmurum ol ve yağ yüzüme,
Minik su damlalarını yüzümde hissedeyim.
Gıdıklayan bir acıyla çarpsın,
Ve sonra dudaklarım çocuksu bi biçimde kıvrılsın.
Tekrar mutlu olayım yaşamaktan,
Çocukluğuma döneyim.
Şemsiyemizi unuttuk varsay,
Beraber ıslanalım yağmurun altında.
Sel olsun sonra,
Kapılalım sele uzaklaşalım bu diyardan.
Biliyorum ikimize de zarar veriyor bu şehir.
Acıtıyor canımızı öylesine.
Zaten sorun da orda ya, sebepsizce zalim burası.
Herkesten ve her şeyden uzak bir ev tutalım.
Gök her gün gülsün bize.
Ama güneşi kapasın, güneşi sevmem ben.
Yakıyor çünkü.
Yağmur gibi değil, yağmur kavurmuyor beni.
Orada mevsimler hep sonbahar olsun,
Sarı yaprakları çok seviyorum ben,
Herkesin bi gün kendisi gibi solup sararacağını,
Bu yüzden yaşıyorken mutlu olmayı bilmemizi hatırlatıyor bana.
Gökyüzüne yüksel ve yağmurum sen ol,
Temizle beni suyunla, yağmur suyu kirli değildir.
Affet beni ve çirkin olan her şeyi akıt benden, yere dök,
Sesin, su damlalarının yere çarpışı gibi huzur versin bana.
Sevinince gökkuşağı as gökyüzüne,
Üzülünce gök gibi gürle.
Merak etme ben sakinleştiririm seni rüzgar olup da fısıldayarak sana.
Ama sakın uzaklaşma benden,
Donup da üzerime taş gibi yağma, sakın.
Güneş gibi acımasız olursan biterim ben.
O kavuruyor, sen de dondurma beni.
Sadece yağmur ol bana,
Acıtma canımı.
Kayıt Tarihi : 30.3.2022 00:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!