Yüreğimizin karanlık sokaklarına
Ölü ozanlar ses verirken
Avuçlarımızda semazenler semaha çekilir
Aşk
Gökyüzünden ağlarken yeryüzüne
Sırtımıza yüklenen eğri odunlar
Belimizde düzelir
Vaktin zamana acımasızlığı
Soluksuz ensemizde konaklar
Kızıl güneş yakar yeryüzünü
Nehirler kan akar
Masum bir çocuk sepette bırakılır sulara
Çocuksu uzantılar arasında uzatır elini ateşlere
Büyür çocuk
İsyankâr ruhlarımıza elindeki asasıyla kafa tutar
Yaşam döngüsü içerisinde
Ayaklarımız daima yalnızlığa yürür
Ve
Kölelik ruhumuzun azalarında büyür
İsmail insanlık adına hazırlanırken ölüme
Yakup’un sırrı çözemediğimiz bedenimizde saklanır
Kurtlar kaplar her uzvumuzu
Sabır deryasında
Topuklar altından fışkıran sular temizler
Tüm günahlarımızı
Gönül dergâhında
Sabrına muhtaç olduğumuz salınır kör kuyulara
Aşk adına avunur avuçlarımızda Züleyha
Gözlerinden kan damlatır yeryüzüne
Bilesin ki beklemek
Öteden beridir farzdır ruhumuza
Kervan konaklamaz ey sevgili
Yürür senelerce
Kum taneleri ayaklarımızın altında ezilir
Günahkâr ellerimizde
Diri diri kız çocukları gömülür
Arz’dan bir süvari gelir yeryüzüne
Çile dergâhında sanki asırlarca konaklar
Gözyaşlarımız uğruna sel olur
Son peygamber son kılavuzdur bu
Karanlık gecelerimizde çekilir miraca
Ey sevgili
Bilesin ki ağlamayı unutmuş gözlerimizde
Sonsuzluğumuza yol olur
Açılan avuçlarımıza rahmetinden bereket olur
Gönül dergâhımıza nurdan ışık
Yoluna baş koyduğum
Söyle şimdi
Hangi çile hanelerde konaklayım
Hangi dergâhlarda uzatayım başımı kör bıçaklara
Yüreğime bir ses ver
Yağmurlar gibi serpileyim yurduna
Kayıt Tarihi : 22.11.2011 13:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kutlarım...
saygılar...
Gökyüzünden ağlarken yeryüzüne
Sırtımıza yüklenen eğri odunlar
Belimizde düzelir
...yüreğinize sağlık efendim......
TÜM YORUMLAR (10)