Gülün yanında kan olur çoğu zaman,
Bir şafak vakti sürünerek aşarım dağları
Nasırlı ellerimle okşarım kınalı saçlarını.
Yaralarımı pazen bir geceliğe sarar,
içimdeki fırtınayı zincirlere bağlarım.
Sözün bütün kanatlarını takarak vücuduma, yıllardır yürüdüğüm incecik kumlardan kurtarıyorum kendimi. Bedeninin yağmur saçaklarına sığınıp, yaşam burçlarına yolculuğa çıkıyorum. Ay ışığı dallarının suskunluk çağıran kuytularında, gözlerinin ışıkları yaşlı kadınlar gibi suskun dursalar da, ırmakların en delisine, en çağlayanına atıyorum şu bedenimi.
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Devamını Oku
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini