Biliyorum,
Aşk gelince, susardı gözlerinde zaman
Usulca çalardı günlerin kapısını bir sabah
Utanırdı gece, kör ve sağır olmaktan
Çocuklaşırdı her vedalaşma öncesi kalbim
Çekip giderdi aşk ve eksilirdi ömrüm
Bir yağmur başlardı sonra, ıslanırdı hayat.
Biliyorum,
Aşk gelince, soyunurdu gözlerinde zaman
Israrla dokunurdum hayallerine, çoğalırdım
Sen gülerdin ve gülünce içimde mevsimler değişirdi
Ve heyecanla beklerdi temmuzun gelişini haziran
Koşardım kapodokya’lı çocukluğuma doğru,
Bir rüzgar eserdi o an, savrulurdu hayat.
Biliyorum,
Aşk gelince, telaşlanırdı gözlerinde eylül
Hüznü kuşanırdı aynı anda bütün eski sokaklar
Yağmurlar kent’e kent olduğunu hatırlatırdı
Bir şarkı mırıldanırdım, unuturdum her şeyi
Adına yazılmış uzun mısralara sığınırdım
Binlerce yıldız inerdi kente, sevinirdi hayat.
Biliyorum,
Aşk gelince, imkansız hayallere dalardım
Alıp götürürdü beni uzak coğrafyalara umutlarım
Tutunurdum bir çocuğun meraklı ve yoksul bakışlarına
Utanırdım acının, ölümün ve şiddetin krallığından
Utanırdım dünyada, dünyalı olamamaktan
İtirazlar ederdim kendime ve ertelenmiş hayata,
Gözlerinde göçebe bir bulut olurdum, susardım
Kayıt Tarihi : 29.8.2024 16:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!