Bu gece yağmur yağıyor şehrime,
Sanki, gökyüzü ağlıyor yürüdüğümüz yollara.
Belki, unutturmak için, seni-beni zamana küllercesine
İçimde derin bir fırtına var,
Semanın ufkunda beliren anlık çakan şimşekler,
Bir fener gibi aydınlatıyor ruhumu.
Sanki, geceye, karanlığa asi bir duruş portresi çiziliyor gökyüzünde.
Ve o an, demlenmiş bir çayın buğusu yükseliyor elimdeki bardaktan,
Gözlerim ruhumu davet ediyor mazinin âmakına.
Kapanıyor cismin görüşleri, kulaklarım sağır, bedenim hissiz, aklım felç.
O an sıyrılıyorum her şeyden,
Birden sevdiğim renlerden oluşan bir cennet köşesinde buluyorum kendimi.
Belki hatıralarının ve aşkının saklandığı, hatta mumyalandığı bizli-gizli yer burası.
Hey Can!!
Sen ne güzel bir yerdesin.
Ve birden, titreten, duyuşları etkileyen uğultu ile irkiliyorum.
İstemediğim, sensiz, zifiri dünyama rücu ediyorum.
Düşünüyorum geçmişi, yaşadığımız zamanı,
Buğusu üstünde çayın, hüznü sarıyor nefesimi.
Neden böyle yağar senli-benli yağmur,
Gökyüzünden damla damla iner yeryüzüne?
Şehir ışıkları altında kaybolurken gölgeler,
Ben de kayboluyorum kendi içimde, sessizce.
Kayıt Tarihi : 8.10.2024 00:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!