Yağmurla İlerle Şiiri - Ömer Serdar

Ömer Serdar
12

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Yağmurla İlerle

yağmurla
kokusu alacakaranlığıma karışırken hiç yaşamadığım başlangıçları anımsatıyor bulut yağmurla müjdeleniyor
bak
coşku eksilmişken yeryüzünden
gök aşkın denizle fırtınanın dansındayken
ortam yıldırım baskını
çalakaşıktı ki
hiç yılmamıştı kimlik obur repliğinden

sonra, tüm yayların sivri oklarını kalbine davet ediyordun
tüm okların gerilimini sen
daha uzaklara gidebilmeye kıstas

erk çamur kıvamında idi
meydan okumanın sonucu
sırf limitleri zorlamaya kendine rakip yaratmanın
sonucu bak

ilerle

korkma diyorsam nafile
ihanete cılız bir ıslık gibisin arbedende
çayırlarından toplayabildiğim kadar gelincikle
yaralarıma seni süremem artık
korkma dışımızda bu cehennem
diyorsa sadece B
ak

alışageldiğin o yatakta iç huzuruna kadar gelecek im
diyorsam neler yaşamadık ki
birleşik erk tutkuna da geleceğim b
AK
oysa vur emrini sen vermiştin

bir çay iç benden
aklımın ifritine yaranı yaklaştırma
cevheridir madencilerin şu gökyüzü
onlar, köklerin yüzünü bilse de
derin ihanetlerde cılız darbeleri vurur içlerine
toprak kokan kargaşandan
emrinle vuruldum

kimbilir daha nelerin adıyla esecek rüzgar
hani içim çekmişken içini
kın alınmıştı ya çıkışından

ilerle cankurtar onca trafikte
an herhangibirine
korkma artık
kurtul seslerinden
toprak kokar gökyüzün
çayırlarda yıldız yıldız gelinciklerle

...

kendi volkanımı bastırmayı sözgelimi, gayzerimi tıpalamayı, infilak edip de dışı yakmamaya
içime tüm patlama kinetiğini toplamayı öğreneyim
ki başka çaresi olmamaya
bir çöküş daha ya da kurtuluş
kartalın kanatlarının düşey yüzeyi

o kısır döngüyü spirale döndürme anı, sıçrama tahtası dokum
hissediş, iki zaman arasına sıkışmış bir dem
boğul ya da balığa dönüş, son nefesinin dibinin dibinde o çıkış
ta oralarda oralara da
haydi sıçra
kartalın kanatlarında uçuşuyor yüreğin
bak

söz oyunudur bu
hayır değil, can oyunudur bu
sözüm özümden doğdu, özünle öldü
kaç bin senedir bilmek istersen
isteklerimde sabırsız tohumlar bulunur
ben dediğine yakınken ses
sen diye yankır, uçurum boğulur

söz oyunudur bu
hayır
can oyunu
söz özümden doğdu (üzümden değil)
oyundur bu can, taze şarabı üzme

...

bana sade konuş
su gibi ak nehirlerime
nar gibi ısıt kızıl kar tanelerimi
marhemetle can menzilime
sade dokun bana

tenime sade yürü
yalınlıkla aheste bas toprağıma
yeşil hacmine kalbimin
uslu uslu çisele

sükunet güllerine sus
bahçemin öfke otu hercai istilasında
çıldırmış günlerime şiir
huzur yağdır sus
tozlu kıraç çöllerime tuz

bana öğrettin
şairin sihirli geçişidir aynalar

maksatsız esmek kasımpatı dağlarına
rüzgar yoldaşlığı tarikatı

ve aşk
namütenahi iklimlerinin seferi
nihayete

sonsuzluk kavramının
sona bilinçlenmesi

vadinin genişlemesi
ötesine
anıların peyderpey tekrarına
sonsuz

uyanışa seyir
ki hata
ışıldayan karanlıklar silsilesine
şuur maşalesine yakıt

senle başlangıçları söyleştik
ki bitişlerin arsız dermanıyken bu geveze

bana rüzgara yazabilmeyi öğrettin
ve yaşamayı boşlukta öyle ki
ya kalıyorsa sonraya
biz
ikimize de çok gelen benliklerimiz”
zıtlığın doğasında
varlık ile yokluk
aynı rüyanın farklı yorumları

ya kalıyorsa sonraya
biz
ki sonraya bakınca bulut
önceye de
300 yıl görünüyorsa
sonrası körse daha 300 yeni yıla

ve...bu

kümelenirse bulut, uçarsa yıldızlardan geldiği yere
aynı rüyanın farklı yorumları
varlık ile yokluksa...buğu
zıtlığın doğasında

ikimize de çok gelen
yağmurla ilerle
nasılsa rüzgar dökecek
bir gün eteklerindekini
kelebeklere

yağmurla ilerle

Ömer Serdar
Kayıt Tarihi : 24.5.2012 01:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ömer Serdar