Asli kokusunu alıyor hayattan sevginin
Yalın bir ağıtta şimdi!
Teli koparılan bir gelin tavrında,
en zorunu yaşıyor hasretlerin.
Nadide bir dua kopuyor göklerde
Caizliğini bilmediği,
ulu bir haykırış var gözlerinde.
Hayalini kurduğu bir umut
Salim günlerinin gölgesinde yaşayan
Ah Murathan!
Kara bulutlarmıydı acaba,
ayrılığa karşı teslimiyeti kabul etmeyen bizleri rehin alan
Kara yağmur bulutları mıydı ki
İnce bir prangada ayakların şimdi.
Özgür bir tutsaklığa mahkum edilir gibi
Bakmak isterken bakamayan
Söylemek isterken söyleyemeyensin şimdi sen
Dedim ya ince bir engelde takılı şimdi ayakalrın
Kalemi aldım!
Rengim!
Ah sevgili ah!
Rengini yaşattın mevsimlerin.
Yağmur bulutlarına yüklüyorum hasretin en ağır külfetini
Ülkemin bir uç coğrafyasından bir uç coğrafyasına...
Yol kenarlarından,
Akarsulardan geliyorlar.
Çağlayan olmuş ömrüm timsali
Koşar adımlarla geliyorlar.
Orta Asya'dan, Mezopotamya'ya
Sel olup akıyorlar.
Damına boşalacak muayyen bir zamanın
yolculuğunu yapıyorlar şimdi
Umuda kalktığın bir sabah,
musluğundan harlayan bir hayat
Kana kana içtiğin
Umuda uyanışında yüzüne serptiğin
Bir avuç suyun olacak
Ve
O suyun her bir damlası
ömrüme sığdıramadığın göz yaşım olacak.
aslında sen bilmeyeceksin ki
Yağmur yüklü bulutlarla sana gelen
Bir lahza misali ömrümün sırlarında
Özgürlüğümüz olacak
Yıldızların oynaştığı saatlerde
Yogun soruların hayasız cevaplarını bulamamanın ifadesi
Kırık ayna porrtresi hayatın ince ayrıntılarını
Yansıtırkenki o manzara
Terk edildiğine inandırılmış bir adada,
bütün savrkuğuyla dökülen,
hazan saatlerinin tellalı
sarı yaprakların dökülmesine inat,
Son mektubumu da
engin denizlerin maviliğine yükleyen,
bir anlık özgürlüğün olacağım
Kayıt Tarihi : 22.7.2009 16:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)