Tarifi yok bu ayrılığın,
İçi seni dışı beni yakıyor işte,
Senden sonra güllerim de soldu,
Sanıyorum çok sen-siz kaldılar,
Hatırlıyorum,
Gözün gibi bakardın onlara,
Kırmızı kurdeleli tokanla,
Elinden suyu eksik etmezdin balkona her çıkışında,
Gözün gibi severdin.
Beni sevdiğin gibi,
Bana baktığın gibi...
Aşkla severdin işte.
Artık sensiz yıldızlar bile durmuyor gökyüzünde,
Ayrılığın her şerefine kayıveriyorlar birer birer,
Hatırlar mısın?
Ne çok dilek tutmuştuk beraber,
Ne de güzel şeyler düşlerdik.
Ah be gözü kara yârim,
Hangi dilencinin ahını aldık da,
Hangi göze geldik de,
Ayrı düştük böyle!
Oysa bizim en uzun ayrılışımız göz açıp kapayana kadardı.
Şimdi sensiz her mevsim biraz sonbahar...
Yine geceyi karşıladık,
Ben, kadehim ve sen.
Sen dediysem kadehin şerefi kadar kalan sen.
Kaderin cilvesine bak;
Bir ömür düşlediğini,
Bir ömür düşman ediyor insana.
Biliyorum,
Bizim için mutluluk;
O eski resimlerde kaldı,
Yine de güzelsin kafam kadar,
Başka türlü çekilmiyor yokluğun işte.
Yağmurlarla gel sevgilim şehrime,
Islat beni, gözlerimi,
Sen-siz kalan boş sokaklarımı.
Eskisi gibi inlet sesinle,
Tepeden tırnağa azat et beni,
Yoksa bu gecenin sabahı uzun...
Neyse ben birazdan sızar kalırım bir köşede,
Sensizliğimi kucaklar uyurum,
Senden sonra sabahları düşünmüyorum artık,
Bu gece de geçsin;
Sabaha Allah kerim...
Kayıt Tarihi : 10.12.2015 16:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!