bir sonbahar hüznünde hissederdik ayrılığı
yaprak yaprak dökülürdük yerlere
ahımız ağlatırdı ta gökleri
yağmurdan elbiseler giyerdik ikimiz
mevsim yaz olurdu
alev alev yanardı denizler
çöl sıcakları kavururdu yürekleri
yağmurdan elbiseler giyerdik ikimiz
bir güneş parlardı çok uzaklarda
nisan ayının sarhoşluğunda
ağustosun cehenneminde
günlük aşklarla tükenirdi insanlar
yağmurdan elbiseler giyerdik ikimiz
aynı hüznün cehenneminde üşürdük
aynı acının kollarında uyurduk
topraktan toprağa girerdik
kaldırıp da başımız kimselere bakmazdık
merhamet bilmeyen bir ceza gibiydi yazgımız
oysa küstah bir kambur gibi değil
asil bir taç gibi, dönülmez bir yemin gibi
ruhumuzun derinlerinde taşırdık hatıralarımızı
yağmurdan elbiseler giyerdik ikimiz
aynı yürekte ıslanmak için
aynı düşle uyanmak için
aynı mevsimde yaşamak için
aynı mutluluğu paylaşmak için
aynı acıyı tatmak için
yılın her günü, geçmişin aynı tarihinde buluşur
ilk günmüş gibi taze umutlarla
son günmüş gibi ayrılığın rıhtımında
yağmurdan elbiseler giyerdik ikimiz…
30.VI.09
İsa YılmazKayıt Tarihi : 17.7.2009 18:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!