Yağmur damlası bu
Yüzüme düşen
Sıcacık odun ateşinin aydınlığıyla
Ardı ardına düşmek de
Bulutlardan süzülerek
Gecenin karanlığında
Parıldayan ateş kıvılcımlarına
..
Soğuk bir kış günü
Sağanak bir yağmur
Ve o yağmur altında
Düşünceli bir adam
Elleri cebin de
Yavaş adımlarla yürüyordu
Islanan adammıydı
..
Birden başladı yağmur
Hep yaralı
Sonrası
Gidilmez bir iklim
Bu gözyaşlarım
Bir bulut gibi beni terkeden
Alıp sürüklenir
..
Dolandım dolaştım boşandı yağmur
Saçım ıslak kunduram çamur
Eve döndüm yağmur getirdim
Ev yeşerdi ben yeşerdim.
..
kulaklarıma Karadeniz gibi çarpıyor sesin
yüreğime şimşek yüklü bulutlar birikti
zamanıdır göğsümün gürlemesinin
sesimsin, içimdesin, benimsin
yağmur artık sevgilimsin
senin sesin aşk kadar titrekti
..
Bahar yağmur demek,
Bahar bereket,
Yağmur olmazsa,
Bereket ne demek?
Hava kararsa,
Sicim gibi yağmur yağsa,
Şimşekler çaksa,
..
Karanlık gecenin bağrına düşen yağmur;
Bir yüreğe korku verir, bir başkasına huzur.
Geçen yılların her köşeye sinmiş izlerini,
Damla damla koparır, siler alır yağmur...
Bir şimşek çakar, şiddetlenir yağmur,
Gölgelerin dolaştığı kuytu yerleri,
..
Uzunca bir sokak uzanır önümde
Gecenin bilmem kaçı
Bir sokak lambasının yanından geçerken
Gölgeme takılıyor gözüm
O da benim gibi
Tek başına
..
Gittiğin gün yağmur yağıyordu
Gök boşalıyordu sanki
Şimşekler çakıyordu yerden göge
Gittiğin gün yüreğim ağlıyordu
Dudaklarım titriyordu
Can gidiyordu bedenimden
Cnım gidiyordu sanki elimden
..
Yağmur; usulca süzülüyor bedeninden
En kuytu köşelerinden geçiyor
El değmemiş saf ve masum sevmelerinden
Yağmur; düşüyor toprağa
Kokun dağılıyor tüm çiçeklere
Kokuna sinmiş yağmur karışıyor bedenime
..
Bir daha yağsın
Gök gürleyip o yağmur
Issız bir odada seninle
Gitme kal dercesine
Şimşekler çakıp gök gürlesin
Aşkı sevdayı anlatsın
O yağmur damlasında
..
Af rahmet yüklü yağmur bulutu
Barış ise onun yer yüzüne
Gönüllere damlayan yağmur taneleridir
ıAşk ve Vuslat - Af ve Barış
..
yağmur yağarken
küçük bir çocuk küçük bir odada oturur
oda sıcaktır ve pencereler buğuludur
ihtiyar bir kadın eğilir üzerine
ezberinden bir masal okur
aslında ihtiyar kadın çocuktur
sıcak belki bir soba belki eski moda bir çaydanlık
..
Yağmur yağıyor dallara,
Yağmur düşüyor yollara,
Yağmur vuruyor camlara...
Dallar kırık,
Camlar kırık,
Gönül kırık...
..
şimdi adı konulmamış bir bulutsun
yağmur zamanında…
seni bekliyorum
sen gelmiyorsun
ben yağmurlara akıtıyorum seni
tekrar bulut olup gidiyorsun
yine bekliyorum
..
Bugün 8 Ekim 2004 İstanbul'a yağmur yağdı. Televizyonlarda herşeyi çok bilen uzmanlarımız. Herkes birbirini suçluyor. Suç en sonunda halka kaldı.
Bir şehre yağmur yağdı,
Nehirden yolları,
Irmak oldu sokakları
Ve küçük dereler evlerin önlerinde
..
Hüzün çökmüş gözlerine bilmemki neden
Üzdümmü kırdımmı seni bilmeden
Lale bahçesi gibiydin baştan aşagı
Yaş dolmuş gözlerine yagmura inat
Aklıma çakılan çıkmayan sevda okuydun
Hayellerimi süsleyen beyaz gülümsün benim
..
ve koşmak bir yağmur altında
sanki haktan kaçarcasına
ve ardına bakamamak yıllarca
ardım sıra biri kovalarcasına
ve koşmak bir yağmur altında
ateş bacayı sararcasına
..
şimdi gün çekildi gecenin koynuna
ben gibi pervasız, asi
sen gibi hoyrat
düş ırmakları akıyor avuçlarıma
ellerim ıslak
ve dışarıda çıldırmış bir yağmur
fukaraya, duldasıza, aşka inat yağmakta
..