Paslı kilidini kırıp sancının
Dışarı çıkardım yağmur zamanı.
Öfkeyi içimde hamur ederek
Kardım bir iyice yağmur zamanı.
Gururlu goncayı dalda unutup
Rüzgâr bülbülünü önüme katıp
Vuslat bulutunun elinden tutup
Şu bağrıma sardım yağmur zamanı.
Duydum boz toprağın bitmez gamını
Hissettim yeşilin serancamını
Bütün saatlerin buzlu camını
Kırdım birer birer yağmur zamanı.
Hasret şimşeğimdi çaktım kaç kere
Alev gözyaşımdı damladı yere
Açıp avucumu dipsiz göklere
Yalvardım, yakardım yağmur zamanı.
Umut... Kara gölge, gelse de yarın
Yollar... Yolcusudur köhne diyarın
Sis olup başına yüce dağların
Yıkardım yerlere yağmur zamanı.
Hicranı olurdum, karın ve buzun
Göz kırpıp dururken milyon yıldızın...
At kuyruğu saçlı sarışın kızın
Gözüne bakardım yağmur zamanı.
Ceylan, koca şehrin suskun garibi
Boynuna geçirmiş eliyle ipi.
Sevda deresinden türküler gibi
Akardım denize yağmur zamanı...
Not: Bu şiirde uyak' ta ki
çıkardım/kardım/sardım/kırdım/yakardım/yıkardım/bakardım/akardım
kafiyeleri özellikle mısranın bir başına bir ortasına alınmıştır.
Kayıt Tarihi : 11.2.2006 16:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çok güzel bir şiir.
TÜM YORUMLAR (11)