Yağmur Yerlikaya Şiirleri - Şair Yağmur ...

0

TAKİPÇİ

Yağmur Yerlikaya

Saatler geçmiyor..
Çünkü sen değil yokluğun var karşımda..
Söyle sevgili..Nasıl hissetmem yokluğunun derin sancılarını..
Artık bana gerçekler uzak..
Sensiz geçen her günüm özlemden uzak..
Bir ok gibi hasret saplanmışken zihnime..Özlem ne kelime..

Devamını Oku
Yağmur Yerlikaya

Şiirsiz dünyamdan bir mısra koparıyorum, sana bulanmış hayat defterimden..
Dizelerden fışkırmış, kendini apaçık belli eden..
Bir şizofreni misali kaçıncı dörtlüğün ayrılık kokan sözlerini taç yaptım başına bilmiyorum..
Yüreğim ordu misali geliyorken tek cepheden yaşlarını toplayıp,
Kaç diyorum var gücümle sana..
Kaç isyanlarımın eşiğinden eteklerini toplayıp..

Devamını Oku
Yağmur Yerlikaya

Sorsalar iyiyim ben hayat devam ediyor sonuçta..
Yine gün doğuyor yine uyanıp rutin işlerim yolunda gidiyor..
Her şey aynı aslında bir eksiklik yok..

...Hayır sevgili..!
Sen olmadıkça zaman duruyor tüm ihtişamıyla..

Devamını Oku
Yağmur Yerlikaya

Sen gittiğinden beri sol tarafım tutmaz oldu..
Öyle bir şeyki sensizlik acısını tarif edemez oldu kelimeler..
Hissettiklerimi anlamazlar..
Seviyorum desem inanmazlar..
Ve sen sevgilim..
Kalbimi kırdın..

Devamını Oku
Yağmur Yerlikaya

Yine bir pazartesi sabahının verdiği sendromların kıvranışlarıyla güne ilk “Merhaba”sını yaptı Yosun..

Aslında dünden kendini hazırlamıştı işe gitmek için fakat gece hiç uyuyamadığından olsa gerek, bir türlü kalkamıyordu sıcak yatağından.. Şeytan mıydı onu dürten yoksa acılar mı diye düşündü.. Cevabını bildiği soruları sormak nasıl bir çelişkiydi.. İşe gitmek istememesinin tek sebebi Mehmet’ti şüphesiz.. Artık yüzüne bile bakmak istemiyordu onca yaşanandan sonra. Mecburdu, kalktı ve her günkü gibi ihtişamıyla yollara düştü..
Nihayet otobüs durağına geldiğinde saat 08:00’ a varmak üzere idi.. İş saatine az bir zaman kalmıştı ve hala kahrolası otobüs gelmiyordu. Acaba ne zaman gelir diye hareket amirliğine doğru yönelecekken bir anda o korkunç sesiyle otobüs durağa yaklaşmıştı. Herkes bir bir giriyordu otobüse. Ah bütün yerler dolmuştu şimdi yarım saatlik yolu ayakta geçirmek zorundaydı..
Otobüse bindiğinde yüz kadar kişi vardı muhtemelen ve kendisi de dahil olmak üzere kimseyi tanımıyordu. Herkesin yüzü yabancıydı.. Birinin gözleri küçük diğerinin ise boyu çok kısaydı ve tutunacak yerlere var gücüyle asılıyordu. Yazık diye düşündü Yosun..

Devamını Oku
Yağmur Yerlikaya

Görkem henüz 6 yaşında küçük bir çocuktu. Her sabah arkadaşları ile oyun oynamak için sokaklardan herhangi birinin yolunu tutar, akşam vakitlerine kadar girmezdi eve.. Oyundu onun yaşam sebebi, adeta evini unutuyor arkadaşlığın keyfini sürüyordu zaman sonra kaybedeceğinin farkında olmadan..

Yine bir gün dışardaydı Görkem. Ayağından düşürmediği topu vardı elinde ve arkadaşlarının yanına gidiyordu. Bugün biraz farklıydı sanki her yer. Ağaçlar daha bir sarı, gökyüzü daha bir siyahtı. Arkadaşlarının gülüşlerinin arkasında sanki ağlamalar gizliydi içten içe.. Emanet tüm bedenler neye isyankardı böylesine ve neden oyun oynamak istemiyordu Görkem’in canı..

Arkadaşlarından biri annesini çağırdı. Fatma Hanım geldiğinde, Görkem’e baktı ve gözyaşlarını tutamayıp bağrına bastı tüm gücüyle.

Devamını Oku
Yağmur Yerlikaya

Gördüğümü sandığım gerçeklerden kaçmam için daha kaç kez sende bulmam lazım kendimi..
Ya da yalanlarından kaçmam için kaç kez boğulmam gerek sensiz ve sessiz gecelerde..
Sevmek bu kadar zor muydu da acı çekmeme razı eyledin kendini..
Ben seni seviyorken,
Ruhumu zindana atıp kalbime attığın kırbaçların acısıyla boğuşuyorken,
Üstüne üstelik senin başka hayallerde tebessümlere boğulduğunu hissedebiliyorken yaşamak nasıl bir duygu tahmin edebilir misin..

Devamını Oku
Yağmur Yerlikaya

Neden sonra adam durdu ve arkasına baktı..

Trafik lambasına omzunu dayamış yaşlı gözlerle boşluğa bakan o kadını gördü..

Onca insanın, kalabalığın arasında hemen göze çarpıyordu..Çünkü ağlıyordu kadın..

Devamını Oku
Yağmur Yerlikaya

Şimdilerde daha bir farklı hissediyorum kendimi.. Neydi bunca zaman beni karanlıklara gömen dedim içimden..

Yatağımdan kalkarken kafamı ranzanın tahtasına vurmamdı aslında beni ayıltan. Askere de gitmedim ama bilirdim yatağı gergin bir şekilde düzeltmesini.. Nefessiz kalmış odadan hemen kendimi atmak istedim ve ayaklarım beni balkona doğru sürükledi. Rahmetti yağan.. Günahlarımdan arınmamı istermişçesine O’nun sunduğu bir nimetti havadan düşen taneler.. Kaybolmaya hazırken onların arasında “Sen” geldin aklıma..

Üşüyor muydun acaba olduğun yerde. Dışarda mıydın yoksa sıcak evinde mi.. Yağmur damlaları arasında eve girme telaşın mı vardı yoksa kaloriferin yanında her zamanki gibi kahve keyfi mi yapıyordun benim yağışımı izleyip..

Devamını Oku
Yağmur Yerlikaya

Sen..
Sensizliğin son nefesini veren birinin yaşadığı son dakikaların çaresizliği içinde kıvranışları kadar zor olduğunu bilir misin..
Ya yokluğunu..
Yokluğunun gecenin ayazında dışarda kalmış çaresiz bir çocuk misali bedenimi titrettiğini..

Sevdamın mendilini açmıştım oysa önüne..

Devamını Oku