Yağmur Ve Mürekkep Şiiri - Gürsel Çopur

Gürsel Çopur
151

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Yağmur Ve Mürekkep

Yağmur damlaları dökülüyor içime hasret yüklü
Bir evden başka bir eve taşınır gibi
Sormuyorlar adresini düşürdükleri bulutsu heyecanlarına
Nahif bir ses eşliğinde ilerliyorlar
Şimşeklerin aydınlattığı kaldırımlarda
Duyuruyorlar varlığı nefesleri yettiği kadar
Mevsimlik hediyeler bırakılıyor posta kutusuna

Elimde kalemim süpürüyorum fazla kelimeleri
Bardaktan boşanırcasına bir gayretle
Pervazımda biriken düşünce kırıntılarımla
Bir yelken kiralıyorum sabahın erken saatlerinde
Kundaktaki ilhamı uyandırmak için
Vakit iyi ayarlanmış
Düşüyor peşime vefalı yollar
Kalem tıkırtılarını duyan bebek ağlamaları
Tüm masumluğunu döküyor elleriyle

Çığlıktan uzak bir nektar damlatılıyor boğazıma
Söz oluyor rüyamdaki bakışlar
Uykumu feda ediyorum ıslak masama
Yağmur buraya da misafir olmuş
Elektrik yüklü duyguların hicretiyle
Sulusepken his helezonu takıyor yüzüğümü
Nişan oluyorum bu kutlu yola
Daha fazla beklemek istemeyenlerin hatırına

Yıllar sonrası taze bakışlarınla karşılaştım
Darağacında bile tebessüm yaşatılıyormuş meğer
Sessiz yolcunun cabülkası asılmış duvara
Merdivenlere çıkarken duymuştum bu sesi
Çöl sıcaklığında kakülün dağılmasın diye
Kendi sıcaklığını hiçe sayanları hatırladım
Kristal küskünlük mezar istemez artık!

Yağmur damlaları dökülüyor tabiatı yere serercesine
Bir resim gösteriyor insan benliğine bedava
Sönmemiş meşale eşliğinde saatlerdir
Gulyabaniler söndürüyor mum ışığını güneşten habersiz
Alevleri yutarcasına
Külçe külçe yığılıyor kadife gökyüzünün çilesi
Yağmur ise, dökülüyor sırtı yere serercesine

Ödünç verin bana huzurdan kopardıklarınızı
Sonbaharın son yaprağını bırakın odama
Üşüyen iskelet tılsımını çağırmayacağım kapınıza
Ayakta tutamadığınız poyraz sevgisini de
Tüten bacalardaki ilkler bulutların olsun
Sonbaharın en son yaprağını verin bana

Bir yetim çocuk haber duyuyor uzaklardan
Ümitlerine gece perdesi gibi katarakt düşmüş
Haber onun da içinde yer bırakmış
Çatlamış topraklar üstünde
Kırılmış bakışları suluyor sanki bu yağmur
Fakat yetmiyor bağrı susuz kuyulara
Kaçışıyor su dolu kaseler kırılırcasına
Mars’ta su bulunmuş haberini duyuyor, yetim
Kırılan kaseleri biriktiriyor günlerdir
Dudakları kapıda, bir haber muştusunda
Dünya’da alamadıklarını umarcasına
Sabrediyor betimlenmemiş şadırvan hülyasıyla

Yağmur mürekkebe karışır
Lal olur dedikodu şemsiyesi açanlar
Mazgallarda birikir bin bir hatıra
Güneşin yaladığı gökkuşağı bestesiyle
..ve yağmur mürekkebe karışır.

Gürsel Çopur
Kayıt Tarihi : 3.12.2013 19:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Gürsel Çopur