Karanlığın içinde hıçkırık tuttu duvar saati
Biz onunla yalnızlık yarışına girdik…
Ben Yağmur’u daha tanımam
Vallah tanımam…
Tanımam…
Yağmur beni tanımaz…
Tanımaz…
İki yabancı şehirdeyiz…
O öyle olsa da
Dün nasıl yağdı geceme
Kıskandı duvar saati
Karanlığın içinde hıçkırık tuttu duvar saati…
Ben Yağmur’u tanımam
Vallah tanımam!
Tanımam…
Dedim ya tanımam..!
Ama bir yüzü eylüle bakıyormuş…
Kucaklamış kanımca bütün sarı sıcak sonbahar yapraklarını
Ve koşarken bütün saatler ekime
Ve ben böyle tanıdık iken eylüle
Ve ben bu denli yabancıyım eylüle…
Ben Yağmur’u tanımam
Vallah tanımam…
Tanımam
Bilirim ama!
Bütün korkusu iğnelerden
Ve rüzgârla kavgalı bir karınca gibisinden…
Karanlıktı
Ben yarışmaktaydım
Duvar saati ile
Biz kavgadaydık
İnce bir kasım sonu
Oysa eylül doldu aklıma
Yağmur geldi
Kıskandı duvar saati
Karanlığın içinde hıçkırık tuttu duvar saati…
Ben Yağmur’u daha tanımam
Vallah tanımam…
Tanımam…
Yağmur beni tanımaz…
Beni tanımaz…
Ama bilirim
Oda biliyordur
Orhan Veli misali
İki kulağı var insanın
İki gözü
Bir ağzı
Her insan gibi
Kimi kasım sonu
Eylül tadında bir Yağmur…
Bir garip şair kimi…
Sustu duvar saati
Sustu karanlık
Rüzgâr dindi
Dur dedim
Sus
Buhûrî-zâde Mustafa Efendi’ye
Bu ses Eylülün sesi
Tövbe tanımam Yağmur’u
Yağmur beni hiç tanımaz…
Beni hiç tanımaz…
Murat Gevrek…
Murat GevrekKayıt Tarihi : 3.12.2008 19:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!