Bir İstanbul Mahallesi'nde buluşmuştuk seninle.
Hıızlı zamanı yavaşlatan adımların sessizliğinde,
Geçmişi hissettik muhallebiciye giderken
Çalan bir Suzidilara türkü vardı taştan plaktan
Ve duvarlarında Elifba ile tablolar hattan
Çıkıp bir Fransız restoranına gittik sonra.
Parlayan ruh-u revânımsın gönlümde
Denizde bir mehtap gibi
Olurum noksanlığında saudade
Yağmur bekleyen çöl gibi
Sarfınazar eğleme bana
Başlamıştı her şey masum bir selamla
Zorlu hüzünlerin yorgunluğundandı tınısı
Ab-ı hayat sunmuştunuz gönlünüzden, cânıma
Her yudumu ruhuma dokunan mâzinin hatırası
Neşem tasviriydi batmakta olan Güneş'in
Ey aşkın ulu Tanrıçası!
Ey güzeller güzeli Venüs!
Yarına Umutla Bakışım
Dün gece yakardığımdandır sana
Gökteki yüce kandil olan sen
Dün uykumda çok kötü bir rüya gördüm
En kötü kabus bile tatlı bir düş kalırdı yanında
Yavaşlayan nabızlarınla omzumda ölümünü gördüm
Her lahzası unutulmayacak bir acı ruhumda
Aşkın badesinden içtim
Bir kadeh de sen alır mısın?
Söyle ey enharif çiçeğim
Yollarından ses versem duyar mısın?
Didarından gönlüm sarhoş
Yüreğini sevmiştim senin
Bedenen olmasan da olur
Yeter ki ruhun her dâim
Yoldaşım olsun benim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!