körebeler oynanıyor şehrimin arka sokaklarında
gören gördüğünü reddediyor çekiliyor kenara
bana dokunmayan yılan bin yaşasın nidaları
dokundum kaçtım ebeledim bende sizi gözlerimle
elbetteki herkes gibi bende...
yağmurlar ıslatıyordu asfaltını üstünde benzin köpüğü
ciğere çekilecek mazot kokusu azar azar tada tada
kapını kapattığında bitecek başlayacak kendine has yanızlık
camlarına vuracak çarpa çarpa hüzün
şehrim mi beni severdi yağmurmu
ben her ikisinide sevdiğimden buradayım ya
külüstür araba çöplüğü manzaram
cam kenarında dokunup kokusunu avucuma hapsettiğim fesleğen
başım pencere pervazında
gözlerim sözlerim gibi çok uzaklarda
yağmurmu istila edecek maziyi
benmi yağmuru zaptedeceğim
belli değil...
ıslık tadında ıslaklık yağmur dokundukça özelsindir
yağmur ben ve arapkızı camdan bakan...
mazinin çocuk anılarını canlandıran
sihirli kutu bağırıyor ciğerlerimiz yanıyor diye
bilmem kaç asır bilmem kaç senesinde
kim bakacak yağmura bu camdan
yağmur orman ben ve arapkızı
yetişin mazimiz şimdimiz geleceğimiz
kül olup yandı...
28/08/2006
19:43
Kayıt Tarihi : 28.8.2006 19:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)