Kırk yıl mayalandım şaraplandım kabardı hamur
Kırk yıl beklemekteyim yağsa ah bir yağmur bir yağmur
Issızlığım Tih çölü susuzluğum kum kum kavurur
Ya Rab şu şu tenha gönlüme bir yağmur bir yağmur
Bir eylül hazanında renk renk yapraklar içimde kurur
Bu solgun ruhuma diriliş suyu bir yağmur bir yağmur.
Eski hatıraları nota nota damlatır bir tambur
Gözlerim pencerede ey bulut haydi bir yağmur bir yağmur
Sevdam hep güldür söz güle dair dil dokununca dikenleri batar durur
Gül kokulu Resul hatırına kelime kelime bir yağmur bir yağmur
Ey kırlangıç selamımı Ravzayı Mutahhara’ya uçur
O yangın yerinde şefaat serinliği bir yağmur bir yağmur
Çağ metal ve beton, tüm insanlık zifir ve çamur
Yemyeşil bir uygarlık için bir yağmur bir yağmur
Varlık içinde yokluk, bollukta bile bulunmadı huzur
Bu cinnet iklimini bitirecek bir yağmur bir yağmur
İslam coğrafyası kan akbabalar yükseklerde süzülür durur
Bu mazlum ruhlara bir serinlik bir yağmur bir yağmur
İsrail bebekler üzerinden çelik kanatlı akbabalar uçurur
İndir yıldırımlarını Ey Rab bir yağmur bir yağmur
Bu aşağılanmışlık öfkesi dağ dağ içimde oturur
Dağları toz eden bir sesle bir yağmur yağmur
Tam bir yıkım Bağdat Şam Türkistan atından daha inmedi Timur
Okyanus ötelerine son bir kasırga bir yağmur bir yağmur
Ey batı yut dünyayı salyanı akıt parçala çocuk bedenlerini kudurdukça kudur
İlk ve son sözü söyleyen söz sahibi gönderir bir yağmur bir yağmur
Dünya bir sofra fakir solgun ve aç doygunlar kat kat obur
Bu bitkin esmer tenli toprağa bir yağmur yağmur
Kelime kelamsız ses selamsız Ya Rab selamı yaymayan sesleri sustur
Tüm sesleri silecek doğanın nabzı gibi bir yağmur bir yağmur
Mekânı sustur bu cinnet dinamizminin teskini için zamanı dondur
Üç yüz yıllık bu kâbus rüyadan silkiniş için bir yağmur bir yağmur
Uzay az ötede göğe merdiven dayadık ayağımızın dibinde çukur
Bu çılgın gaflet uykusundan uyanış için bir yağmur bir yağmur
Ezan gazel gazelhanlar harabe gönüllere okur durur
Gönül uygarlığının dirimi için bir yağmur bir yağmur
Kıyametimiz yaklaştı yer gök kanlı bıçaklı üflenmek üzere sur
Yeniden göğün hâkimiyeti için Ya Hak bir yağmur bir yağmur
Mekânımız akir zaman sırtımızda taşınmaz kambur
Ey ölüleri dirilten diri bir yağmur bir yağmur
Tarih yaşlı saatlerin tiktaklarını çağlar ötesi zamanlara kur
Bu kutsal tohumun çatlaması için bir yağmur bir yağmur
Mazlumun ahı elbet bir gün karşılığını bulur
Ey Nuh’un rabbi tufan gibi bir yağmur yağmur
Gül uygarlığı çağlar üstü ötelerin berisinde durur
Yeşil sancaklı ordular için bir yağmur bir yağmur
Gök gürlesin çaksın şimşekler kalbin homurtusunu sustur
Ruhumun med cezirlerini dindirecek bir yağmur bir yağmur
Mavera damlaları rahmet karanlık Hira’dan yayılan nur
Kentleri gül bahçesine çevirecek bir yağmur bir yağmur
Zırhını kuşandı millet bulutlar gebe yeni ilkbaharlara selam dur
Dolgun daneli başaklar iklimine bir yağmur bir yağmur
Çaresizlikle hemhal mı olayım yeis mi kalbimde gittikçe büyüyen ur
Kırk ikindilerde hasat hasat harman için bir yağmur bir yağmur
Bir damla serinliğinde çisil çisil yüzüme bir buse kondur
Ruhumun hicret yolu taşları kansın bir yağmur bir yağmur
Şafak söktü dağ silkindi kuşların dilinde binlerce şükür
Kıpkızıl gülün gülümsemesine ah bir yağmur bir yağmur
Bahar yüzlü gül dudaklı samur yumuşaklığında huzur
Çiğ çiğ bir serinlik içimize bir yağmur bir yağmur
Rahman’a kulluk şeref Rahim’in nebisine ümmet olmaktır onur
Yağmur Adam susuz çöl kavurur ne olur bir yağmur bir yağmur
Osman BALKİS - 19/08/2016 İstanbul
Osman BalkısKayıt Tarihi : 19.8.2016 03:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!