Nazlı yarim,
Hiçbir özlem hiçbir hasret yazıldığı kadar değil.
Sinsi ve melanet bir kasvet sanki.
Ve ömürden ömür götürüyor.
Sabahları sonu olmayan karanlıklarla
Uyanıyorsun hiç istemeyerek.
Sitemli sözler dolanıyor dilinde,
Gözlerini açmak gelmiyor sabaha.
Uyumak hep uyumak istiyorsun;
Unutamamanın acısını hissederek…
…………………………..
Sitemli değildir aslında asıl sözlerim.
Masallara da dönüşebilir cümlelerim.
Olmuyor işte.
Aslında daha güzel şeyler anlatılabilirdi.
Bir gülüş mesela; eller, gözler,
Güneş yanığı ten…. ve daha nicesi.
Anlatılırdı.
Ama fikir bilinmiyordu.
Akıldan geçenlere o kadar uzak kalınmıştı ki.
Keşke hayaller kurulduktan sonra gerçekleşse.
Keşke…
Seni üzerinde bir ilkbahar entari ile çizmek,
Teninin üzerine menekşeler serpiştirmek,
Üşüdüğün vakitlerde ısıtarak ellerine,
Gökkuşağı kınalar yakmak isterdim.
Kelimelerimle saçlarını taramak;
Başını yastığa her koyuşunda,
İçini kaplayan huzur olmak isterdim.
Senle yaşayan, yalnız senin olan,
Sana haiz bir şair olarak yaşamak isterdim.
Ve seni,
Yalana meyilli insanları kandırmak için
Kurulan cümleleri kurmadan yaşamak isterdim.
Nimetten sayarak yaşamak…
“Hayatta kazandığın şeyler ne kadar çok olursa olsun
kaybettiklerin kadar iz bırakmıyor.”
Kayıt Tarihi : 16.8.2005 14:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!