Az önce yağdı yağmur.
Çamura bulandı toprak.
Küçücük bir beden,
Yağmurun altında.
-Ayaklar yalın
-Saçlar darmadağın.
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Devamını Oku
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Oğuzkan dostun sorusuna:
Hedef, dünyayayı yakalamak değil de dünyayı bir dost sofrasına dönüştürmek, insanca paylaşımı yakalamak gerek. Bunun önündeki engel de dünyamıza çöreklenen, 'dediğim dedik, çaldığım düdük' tavrıyla elini soframıza, onurumuza, namuzumuza uzatan emperyalizmdir. Sömürünün köylü-şehirli ayrımı olmaz. Şehirlinin de köylünün de alınteri emperyalizmin sofrasına akmakta. Günümüz konjonktüründe o gizli el, köylünün y-tarlasına ipotek koymakta; Cargill gibi tekellerinin malı satılsın diye şeker pancarı üretimimizi durdurmakta. Konuyu fazla dallandırmayayım ama temel sorun bu. Gelelim köylü duyarlığına. İnsan duyarlıklarının temeli, ilk gözünü açtığı çevreyle başlar. Köyden doğan ozanın da kuşkusuz imgeleminde köy duyarlığı ağır basacaktır.Uzun yıllar kentte yaşasa da. Hele bizim gibi kırkı aşanlarda bu duyarlık giderek yurtsamaya (nostaljiye)dönüşmekte. Önemli olan; bu duyarlığı,
şiire, şiirin isterlerine uygun biçimde akıtabilmekte.
bir tartışma sorusu dünyayı yakalamak için kozmopolit mi olmalı yani şehirli mi, köylü kalınca da ilerlenir mi, bu soruyu niye mi sordum, bu ara bir köy özlemi seziyorum şiirlerde
tebrikler oldukça güzel ifadeler.
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta