Yüreğimin yağmurlarıyla ıslandı bu gece bedenimin sokakları. İçimde kopan fırtınada kayboldum. Sevmişliğimdi giden sanki,bomboştum.. Ellerim bomboştu, gözlerim bomboş, ömrüm bomboş
Başım sonsuz bir gökyüzü, omuzlarım gökyüzünün yeryüzüne uzantısı, kollarım ve bacaklarım yeryüzünün köklü ağaçları, ruhumsa engin kocaman bir deniz..
Kendi fırtınamda, yağmurumda yok oluyorum. Yeryüzünün köklü ağaçlarının üst dallarıyla gökyüzüne uzanıyorum. Gökyüzüm huzursuzlaşmış, fırtınamı desteklercesine her bir bulut yer değiştirmekte. Bir gökkuşağı görürüm umuduyla bakınıyorum. Oysa karanlık, oysa şimşekler çakmakta..Sel almakta köklerimi.. Farkına varıyorum sensiz çaresizliğimin. Baksam göremediğimin, uzansam tutamadığımın, dinlesem işitemediğimin yazık ki farkına varıyorum..
Buğday tarlasının ortasında bir boş başak bedenim. Ekilmiş unutulmuş.. Yalnızlığından muzdarip, kurumaya yüz tutmuş. İşte bu bedeni ıslatıyor bu gece gönlümün ahmak yağmurları. Tarlama tutunuyorum inatla, sökemiyor asi rüzgârlar köklerimi. Yenilmedim, yenilmeyeceğim diyorum.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta