Girdik gönül kapısından, indirdik tüm perdeleri;
Dünya alem üryan bize, yağmaladık biz her yeri.
Dönerek varırız aşka, menzilimiz başka başka;
Vurduk nefsimizi taşa,yakarız tüm bedenleri,,
Dağımız yüceden yüce, yolumuz inceden ince;
Biz gideriz gündüz gece,yağmalarız geceleri...
Gönüldür bizim işimiz,,dosta olur gidişimiz;
Yakar alemi düşümüz, yağmalarız tüm düşleri.
Dünya malından geçeriz, karayı aktan seçeriz;
Yedi deryadan içeriz, anlarız biz sevenleri.
Yiyen bilir balımızı, seven anlar halımızı,
Tutmasınlar salımızı, yağmalarız çiçekleri.
Ağaç olur dal veririz, dallarda meyve veririz;
Nice hallere gireriz,biz severiz sevenleri...
Nice sevenleri gördük, sırrımızı dosta verdik;
Hem dirildik hem de öldük,yağmalarız gönülleri..
Ezeli değil halımız, dikenli değil çalımız;
Kimsesiz gider salımız, severiz biz erenleri...
Kelebek olur uçarız, çiçek olur gül açarız;
Aleme reyhan saçarız,ağlatmayız sevenleri..
Sırrımızı serdik yere, verdik elimizi ere,
Aktık dereden dereye,sularız biz alemleri..
Tuttuğumuz yol incedir,.hem karanlık hem gecedir;
Bilinmez bir bilmecedir,biz anlarız bilenleri.
Erenler köşkünde durduk, sevgiyi alemde bulduk;
yandıkça yandık kavrulduk, biz severiz dönenleri(semah)
Kırklar kapısından geçtik,dostu gönüllerden seçtik;
Badeyi dostlardan içtik,yağmalarız bedenleri.
Erenler yolundan geçtik, deryalardan sular içtik;
Varlık içinde bir hiçtik, celp ederiz gönülleri...
Hüseyinim canım canda, sözümüz kalsın cıhanda;
Yanarız biz iki yanda, biz anlarız erenleri.
Hüseyin Turan7/01/2012/
Zeytinburnu/İst.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman