Boş günlerin deryasında,umutların rüyasında.
Kendimi şair sandım.Düştüm kurtlar sofrasına.
Hüzünlendim,neşelendim,geçek dostlar arasında.
Hayallerim dağıldı,heveslerim kırıldı,antoloji sitesinde.
Aklı esen grup kurar,biz üyeler yanar döner.
Kimi şair,kimi yazar,kimi kendini imam sanar.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
BAYILDIM ÇOK SEVDİM GERÇEKLERİ DİLE GETİRMİŞSİNİZ KOCAMAN 10. BEN HERKESİ ARKADAŞIM LİSTESİNE ALMIYORUM
ben çok sevdim bu çalışmayı ...oldukça samimi ve doğal ..şimdi ben de körler ve sağırlar tayfasından oldum belki ama. :-)))sanırım antolojide kural bu ..herkes şikayetçi ama onsuz da yapamıyoruz ..sanırım gerçek şiir ve şairlerin hatırına diğerlerine katlanılıyor ...tebrik ediyorum
İbrahim bey yazdıklarınız yüreğinizden dökülen samimi duygular anlaşılan vefasızlık size yaramış. Çünkü bü yazdığınız diğerlerinden çok farklı.
İkidefa okudum .Sabırla devam edilmeli siz halinize şükredin. Nesiminin derisi soyulmuş.Erzurumlu emrah taşlanmış.....
:))) az gülümsedim ama düşündümde...çok yaşayasın.....tebrikler...teşekkürler.....
GÜZEL SAPTAMALAR...
'DOĞRU SÖZE NE DENİR..?'
KUTLARIM... VE UMARIM OKUNA HERKESCE...
BİR UYARI MESAJI OLAN DİZELERDEN
PAYDAŞLAR PAYINA DÜŞENİ ALIP ÇEKİLİR İNŞALLAH..
KUTLARIM....
ESENLİK DİLEKLERİMLE...
ÖYLE BİR ANLATMIŞSINIZ Kİ TEBESSÜMLE KARIŞIK, ACI GERÇEKLERLE, ÜNLEMLERLE DOLU HARİKA BİR ŞİİR OLMUŞ...
ELİNİZE, AKLINIZA VE KALBİNİZE SAĞLIK...
o kadar çok şey anlatmış ki aslında bu şiir...
vallahi bayıldım...
samimi,içten,sıcacık bir dertleşme olmuş okuyucuyla...
tam puan...tebrikler..ve de alkışlar.....
İBRAHİM HOCAM GÜZEL BİR SERZENİŞ YA DA TAŞLAMA.TEBRİK EDİYORUM.BÜTÜN SÖYLEDİKLERİNİZE HEMEN HEMEN KATILIYORUM.BEN DE BİR GRUBA ÜYEYKEN BİR TAŞLAMA YAZMIŞTIM.ANTOLOJİ GÜZEL BİR SİTE.BUNU KİMSE İNKAR EDEMEZ.AMA BAZI GRUPLARA İSYANIMIN YANSIMASIYDI BU ŞİİRİM.SİZİNLE DE PAYLAŞAYIM.TAM PUAN BIRAKTIM.
Yorumcu Taşlaması
Kuru öksürüğe, yorum eklerler,
Virajda sollayıp, yolda beklerler,
Rampada hızlanır, düzde teklerler,
Gülleri pas geçip, kaktüs derenler.
Ne bir ölçüsü var, ne de kafiye,
Şiirden anlamaz, zehir hafiye,
Başına giydiği, partal kefıye,
Mâbedi şaşırır, cahil erenler.
Çokça şiir yazdım, gören olmadı,
Kapıdan içeri, giren olmadı,
Tuğlalar getirdim, ören olmadı,
Asabımı bozup, beni gerenler.
Yaş tahtaya basma, yoksa kayarsın,
Bostanına küskün, taze hıyarsın,
Söyle bana çömez, kimle ayarsın?
Bana lâzım değil, sahte yârenler.
Ağzımla kuş tutsam, yapmazlar yorum,
Hak bildiğim yoldan, tek gidiyorum,
Belki de gün gelir, bir nokta korum,
Sakın alınmasın çiçek verenler.
Gel de bu şiire, verme bir seda,
Usandırır beni, bu naz, bu eda,
Korkarım sonrası, acı bir veda,
Size de çok olsun, yol gösterenler.
Tek şiirim bile, popüler değil,
Şapkanı çıkar da, güzele eğil,
İçinde fesatlık, kalbinde siğil,
Çirkinin yoluna, halı serenler.
Şeş beş şiir yazdım, olmadı öven,
Düşeş yok mu diye, bulundu döven,
Aman ha olmasın! Arkamdan söven,
Âlâsını yazsın, beni yerenler.
Ahmet konmuş adım, soyadım Kısa,
Öğüdüm kâr etmez, aklı nâkısa,
Hisseyi almazsan, neylesin kıssa?
Aslana yem olur, sağır cerenler.
Ahmet Kısa
hocam duyulmayacak gibi değilki sesiniz,kaleminize yüreğinize sağlık tebrikler.
Şahin kardeşimin dediği gibi,boşverin..
burada bin çeşitten insan var..siz size yakışan
arkadaşlıklar edinin ve şiirdende vazgeçmeyin
iyi bir mevzuya dokunmuşsunuz kutlarım
selamlarımla
Bu şiir ile ilgili 31 tane yorum bulunmakta