Yabancı Ölü Şiiri - Yorumlar

Zaman ve uzamın girift hali.. 'Hadi evimizi değiştirelim bu pazar' diyebileceğimiz gibi bir şey değil hayat..

Zaman ve uzam dedik evlerden söz ettik, anlaşılmaz olduk gibi bir durum çıktı ortaya, ancak her şeyde olduğu gibi, medenileşme ile ev biçimleri arasında sıkı bir ilişki olduğunu düşünecek olursak evin içindeki odaların, mutfağın ve oturma odasının kullanılma saatlerini de hesaba katarsak sanırım kendimi anlamaya başlayacağım. Zira kadının kullanımı ila zaman dilimleri arasında ciddi ilişki sözkonusu.. medeneileşme ile kadın, ya da medenileşme ile kadının kullanılması, belki de kadının kendisini kullandırması..

Dallandırıp budaklandırmadan, yaşamı bir ev kabul edip kadın ve erkeğin oturma odasını eşit zaman dilimleri içinde, ya da ortak kullanmaları gerektiğini sindirdiğimiz zaman, ölülerimiz diğer ölülerle tanışır..

İçim burka'lı bir yabancı.. bütün ölülere..

Ne yazık ki, dünya ataerkil, erkeksi düşüncelere sahip.

Geçmişten üretilerek gelen her din, üretilen her ideoloji, felsefe, kadını erkekten ayıran, bir biçimde, erkek egemenliğini öne çıkaran düşüncelere sahiptir.

Bütün ölüler akraba olur ten çürüyünce oysa.
Ve her taze ölü yabancıdır yeni yerinde.
Alışır sonra.

Alışmanın rahatlığını farkedince şöyle mırıldanır:

zamanla her zaman soldum
pırnallardan uzak fundalıklar arasında
son yağmurda güze karşı merhamet
bulmuşsam kovdum gel zaman git zaman

öyle acale etme
bekle
sabah kapını çaldığında öpüşeceksin yine
güneşle

:)

'bir kadın aya tek başına çıkmaz diye tutturdular 'n.a.

bir kadın aya
tek başına
çıkar.
iner.

güneş
kendisini dile getirmekten
vazgeçer.

onlara göre.........



arasta şiir.
güzel.

Şiir ortamındaki gevşekliğin , zihni konformizmin, genel geçer temaların köpürtülmesine karşı sıkı, sımsıkı örgülü şiirler yazar Nilgün Aras...

Yaşamanın ve yaşamayı sarıp sarmalayan ölümün anlamını elde var bir diyerek, şiirin gerçek anlamına adanmak tutkusu içinde şiirlerdir bunlar...

Sanki uzaya, varoluşunun anlamınına dair bir koordinatlar kümesi bırakmak istemektedir diyesim gelir bazan..

Odağında insan olmanın , insani erdem ve onurun kadın diliyle ve penceresinden anlatımıdır onun şiirleri..

Sakin , düşünülmüş - taşınılmış ,neredeyse yargısal kesinlik hissi veren bir emniyet içinde dökülür sözler kaleminden..Oysa ''yargı'' hissi veren söyleminin arkasında nice yalpalamaların var olduğunu, insana mahsus salınımların ne denli zorlu ve şaşırtıcı olduğunun serüveni ile birlikte sunar bu dürüstlük kokan yaşamaya dair hükümlerini...

Duyarlığın üst dilinden gelen seslerdir onun şiirleri...

Eğer bir istatistik veri yazmam gerekirse Nilgün Hn.'ın şiirlerinin %70 'inde diyebilirim ''ölü, ölüm ya da ölüye dair'' dizeler var.


''ben çocukken anlamadığım her şeyden ilkiydi / ölülerin nutku
kim kapatacaktı
nasıl alacaktım
niye kaçıracaktım bir gün / son gün
saraydan çocukluğumu ''


''düşünürüm şenlik için
etrafında ısınmak için
yakardık tutkunun ateşini
düşünürüm araya ölüm girmeden ''


''kalabalık bir sahilde buluşalım
ölüm karaya vurmuş olsun bizi
ölüm, elinde değil gibi geri vermemek ''


yukarıdaki dizeler şairin bazı şiirlerinden alıntı. aklımda kaldığı kadarıyla konuyla ilgili şiir isimleri de sunabilirim. ''öldürmek her mevsim'' ve ''ölülerin zamanına operet ''

en çok etkilendiğim şiirlerinden biri de ''sol ayağın ölümü'' şiirinde geçen dizelerdi...


sağlar birbirinize bağlanın
sağlar birbirinize bağlanın
başarısız öğütlere imza atıyorum git gide
ölüler incindi



her gün kendisine servet harcayan birine yabancı kalamam.
ya da yabancı ölemem bana bu denli yakın olan birine. ve ölümlüler yüzden okuyanın yazdıklarını unutmaz.

uykusuz kaldığım günlerin sabahında her şiirin yüzüme su vuruyor. kuruyum demiyorum. ne denli ıslak olunabilineceğini şiirlerinde çözüyorum.

ölüm artık çocukluğum gibi bana sıcak geliyor.

sen yaz şair (!) şiir sesin ölüyü diriltir.

sevgimle

Ne güzel bir anlatım, ne kadar doğru bir anlatım....

Kutluyorum ,
Kendi şişirdikleri balonun içine hapsettiklerini işlerine geldiği zaman kullanmak isteyenlere olsun bu şiir ....