Yakamoz manzaralı bir evin içinde sefada olan gönlümün,
Bir akşam, deniz ile rıhtım arasındaki kayıkta
Bir rakı mezesi gibi mangal üstü keyiflere katık edilerek
Harcanıp gittiğine de şahit oldum …
Bu denizlerde kaç kulaç atmışımdır kim bilir?
Kaç tane dalgaya vurdum kendimi de iflah olmadım
Beni ne bu şehrin insanları, ne onların sevgileri,
Ne de bir başkası adam etti, edebildi! ...
Salınırken iğreti, hepte sahil boyu!
Kaç kumu ezdim göz göre göre, acımasızca,
Kaçının canına kıydım bilmiyorum..
Bildiğim, ben kumuna değil gökyüzüne aşığım bu şehrin!
Kaç gece dolaştım sokaklarında, hatırlamıyorum..
Bildiğim, hep sokak lambalarıyla idi takışmam!
Bir de kaldırım taşlarına çatmıştım,
Davamdı benim, o soğuk ve sessiz, masum duvarlar! ..
Kaçını dövdüm uykularımın, kaç hayalimi kovdum rüyamdan!
Kaç defa bilmedim, yalnızlığıma ait acıların yürek burkan melodilerini…
Kaç defa bu şehre yabancı oldum, bir yolcu gibi Sadece içinden geçip giderken,
otobüs camından “elveda” dedim, ağlayarak! ..
Ben bu şehre seninle aşinaydım sevgili!
Şimdi ne dalgaların, ne de taşların hükmü kaldı!
Ölüm köşe başında beklerken bir vefalı yar gibi
Benim gitmem gerek, ağlamalarım geldi, sevgili! ..
Kayıt Tarihi : 12.4.2005 18:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kaç kumu ezdim göz göre göre, acımasızca, ' BU DİZELERE MEST OLDUM
Saygılar..
TÜM YORUMLAR (8)