Sırrına ermişçe.. Uzak diye bir şey yoktu. Korkmak vardı yanlız, gecenin dağdağsına
binaen... Korkularım artmıştı... gülümsemelerime ters izdüşümler sağladığından mıdır nedir?
Anladığım tek şey neden yaşadığımdır. Bir figanla bütün sığınmışlıklarım ayan beyan ortaya
çıkmış ki, ne gam ne gaflet bu anlatamam... bütün içime atmışlıklarım çıkmıştı, mahrem olan
mabedimi çıkartmıştım ki ortaya, hata bununla eşdeğer bi konuma sahip olabilir miydi? Al işte
bir soru daha... ki dokunulmayan ellerime dokunulmuştu, dokunulmayan yıldızıma
dokunulmuştu, ben ya da o... farkeden bir şey yok ki, ziyanı sadece kendi üzerimeydi.
Dokunan önemsiz.
Hani yabancının gözlerine bakmıştım ya... hani gözlerine meftun olduğum an, infilak
edercesine tedirgin olduğum, düştüğüm zaman, gördüklerim, korkular, yazık ki yabancının
korkusu benden dolayı.
Bir şeyi bilmiyordu. Ben konuşamazdım, ne zaman konuşmak istesem gözlerim susardı,
hepsi yalan söylerdi, her kelimem yalan söylerdi, incitmemem gereken herkesi incitmiştim. Ne
kadar acı veriyordu tarif edemem. Bütün kazanamadıklarımı da kaybetmiştim. Anlatmam
gereken, sadece zehirin ne kadar acı verdiği değil, bir gecenin nasıl dönülmez olduğuydu,
O... o... o... yabancı...
Aşkı unuttuğum zaman çıkmıştı karşıma. Yığılmışlığımı alıp savurmuştu birden.
Bilmiyordu; her zaman göz yaşı vardı yüreğimin bir köşesinde... Hani bir yıldızım vardı ya. Çok
kereler sönmüştü. Son bir kez kullanmam gerekiyordu diye açmamıştım ellerimi. Yağmur
yağardı, ellerim cebimde olurdu her zaman, üşüdüğümden değil ya, biri ansızın tutrar ellerimden
de bilemeyeceğim kadar sendeler yüreğimi. Ve ağlıyordum...
Ağlamak... Ağlamak... Ağlamak...
Delikanlıca bir zelzeleyle yüreğini eskitircesine kan revan etmek gözleri. Sadece
ellerimden tutmuştu, ismini söylemiş ve gitmişti, bir daha göremeyeceğimi bilmiyordum. bir daha
ellerimden tutmayacağını nereden bilebilirim, umutlarımı yaşatmıştım. Hay canı çıkasıca şu
umutlarım, başımın belası, hayaller, rüyalar, onu görmüşlüğüm kadar zemheriydi... Hay
olmayasıca sevgi... aşk... aşk... Benim nemli sevdam, hasret kokan tebessümüm.
Ben şiirlerimden nefret etmiyordum. Evlatlarımdan, varislerimden nefret ne kelime.
Duymamış olayım gibi bir suskunluk. Şimdi serdenişlerim sadece kırgınlık, nefret değil.
Kırgınlık... kırgınlık... kırgınlık...
Yakışmıyordı...
İsmin nedir dedim; 'Ay' dedi...
Yıldızlar yoktu, O bilmiyordu,
Ağladım...
Selman Faris KARAKÖSE
(22.10.2004 - İstanbul)
Kayıt Tarihi : 17.5.2005 01:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Selman Faris Karaköse](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/05/17/yabanci-2-ben-gozlerimi-kandirdim.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!