Yabana atma Şiiri - Oğuzhan Ergin

Oğuzhan Ergin
28

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Yabana atma

Bu sevdayı çağlar ötesinden getirdim sana
Kavimler göçmemişti henüz
Başıboş kısraklar koşuştururken yel gibi
Gözlerine rastladım bir ozan deyişinde
Etrafımı kuşatmışken nice engeller
İçimdeki bu yangın
Dağı bile eritti
Bu sevdayı demir dağdan getirdim sana
Kaç gece sabahladım Orhun’un kıyısında
Sonra dönüp ismini kayalara işledim
Kaç kılıç darbesi barındırır yüreğim
Kaç savaş verdiğimi hatırlamıyorum
Bir senin yokluğun ok gibi saplanırdı
Atım rüzgarları delip geçerken
Veda ettim Asya’ya
Pusulam yok yönüm yok suyum tükenmiş
Birden bire atmışım kendimi maveraya
Yeni dünya yeni iklim yeni bir din
Bir tas su uzattı Pir-i Türkistan
Üzerimde hayır duaları var
Yüküm ağır yolum uzun yorgunum
Bu sevdayı uzun yoldan getirdim sana
Yabana atma

Anayurttan bir takım fısıltılar duydum
Asya kana bulanmış kara bulut yaklaşıyor
Sürdüm atımı Bağdat’a
Kucak dolusu kitap seçtim sana
Yabana atma

Hallac-ı Mansur Enel Hak derken
Benim aklımda senin gözlerin vardı
Yıllar su gibi akıp geçerken
Doldum Anadoluya
Özlemin bıçak gibi sırtıma saplanırken
Miryakefalonda ölümden döndüm
Şakağımda mıh oldun binlerce yıldır
Dimağımda sevgiye dair ne varsa
Ben söyledim Yunus yazdı sorgusuz
Bir dönem soluklandım Söğütte
Osman’ın kutlu rüyayı gördüğü gece
Senden bahsettim Edebali’ye
Anadolu’nun bir ucu yangın yeriyken
Kök saldım Bursa’ya yeşerdim orman oldum
Seni arıyorken binlerce yıldır
Nerelere savruldum
Görüyor musun
Bu sevdayı Domaniçten getirdim sana
Yabana atma

Atımı kaybettim Sırpsındığında
Göğsümden aldığım derin yarayı
Hasretinle dağladım sesim çıkmadı
Savaş nidası değil bir tek seni işittim
Fetih üstüne fetih şan üstüne şan
Dayandım Fatih ile Konstantiniyye surlarına
Birer birer yürüttüm gemileri karadan
Sana olan sevdamın verdiği kuvvet ile
Şahi toplar döverken aşılamaz surları
O kopan gümbürtüyü bir ben işitmedim
Bilirsin içimde başka bir savaş vardı
Bu sevdayı İstanbuldan getirdim sana
Yabana atma

Kah Preveze kah Mohaç
Sancak sancak
Zafer zafer sana yaklaşıyordum
Muhibbi’nin kaleminden damlayan mürekkep
İsmini sayıklardı
Bilmiyorum kaç gece konuştuk seni
Bir seni bir Viyana’yı
Bir kapıydı viyana sana açılan
Yahut sen viyanaydın bilemiyorum
Orhundan Tuna’ya koşturup geldim
Bin yıllık hasretimi yabana atma

Yer yerinden oynuyordu Avrupa’da
Tir tir titriyorken koskoca cihan
Bir Viyana bir de sen ayakta durdun
Dersaadet’e dönerken yitirdim umutları
Bir devir kapanmıştı senle benim aramda
Yılların yorgunluğu gözlerimden okundu
Dallar yere eğildi devredip gitti yıllar
Bilmiyorum kaç savaş atlattı yürek
Hayalleri Hezarfen’in kanadına bağladım
Bu sevdayı Galata’dan getirdim sana
Yabana atma

Küçük bir Anadolu toprağıyım ben
Devlerin avucunda garip serçe yavrusu
Destanlarım vardı oysa Çanakkale misali
Oluk oluk aktı kan
Pes etmek üzereyken yine geldin aklıma
Ben yaşadım fakat ağladı Anadolu
Dört bir yanı tutuşmuşken seni aradım
Bu sevdayı Anadolu’dan getirdim sana
Yabana atma

Derken bir yıldız parladı gökte
Henüz bitmemişti verdiğim savaş
Bir ateş yakıyordu arşa uzanan
Gözlerinde hürriyet müjdesi vardı
Ben ilmek ilmek düşerken yollarına
Memleket derdiyle yandı tutuştu
Bir vapur kalkıyordu Bandırma adı
Bilmiyorum kaç gün sürdü yolculuk
İçimde yersiz bir heyecan vardı
Birlikte ayak bastık o gün Samsun’a
Bu sevdayı mavilerden getirdim sana
Yabana atma

EKİM 2022 ANKARA

Oğuzhan Ergin
Kayıt Tarihi : 2.11.2022 16:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!