I.
Yine ağladı hüzün, piyanoya dokunan acılar, sevdalar terkibi parmaklarda
Malihülya yaşadı umut, mürekkep kokan büyülü satırlardan tüten dumanla
Maziden kalma bir tarih, saat aynı, takvimdeki yıldı değişen sadece
Akreple yelkovan ısrar etti altıda durmaya, kuyruğuna taş bağlanmışçasına
Kitaplar dökülmek istedi raftan tozlanmaktan bıkmanın isyanıyla taşarcasına
Örümcekler korumak istercesine, ağlarını örmüşlerdi odanın zifir karanlığına
Bayatlayan her şeye öfkeyle bakan bir çift yeşil göz
Aşk ruleti, şans tüneli olmadı kırık yüreğin umudu
Doğanın senfonisine kulak verecek kimse yoktu gafil beşer arasında
Kozasından çıkmak istemeyen zor insan, bir yaprak ki gün geçtikçe sararan
Güneş ile muhabbeti çoktan abluka altına alınan
Masum gözyaşlarını içti kadehinde bir katil, kan damlayan hunhar elleriyle
Bu savruk meczubun muhteris yüreğindeki kara melteminin esintisinde
Medcezir olsa, göçmenkuşlar dönse, tirşe yapraklar düşse yüreğime
Bir mülteci sığınsa, hiç gitmese, hiç susmasa gramofon çalsa hüzünleri
Yabancı, buruk bir dürüstlük, saflığını unutmuş, duruluğunu çaldırmış su gibi
Islandı duygularım, çiy taneleri saflığını sundu mezar taşı suretlere
Hakikat hasılı ise bu dünya, masallara salınayım, unutayım bu buruk tadı,
Kırılayım varsın hasıraltı olmuşsam o ruhun kıvrımlı ihanetlerinde
Tarih efsanelerinde kahraman olayım, şatolar, kale burcu, mazgal, sancak olayım
II.
Yıldız gibi kaydı bir yaban sevda yüreğime ebrunî duyguların sarmalında
Sürgünler yaşadım yıllarca koymadı bana senin sürdüğün hüzzam kadar
Giyotin mahkumu aşığım şimdi günışığı zindanlarında avare dolaşan
Can suyum kurusa da damarlarımda yaşadıklarım kalır, tutkum yaşar ruhumda
Anakaralar, okyanuslar, gökkubbe, dipsiz kuyukar saklar unutulan sırları
Belki de dünyada en özgürce yapabileceğin şey sessizce ağlamaktır
Hırdavat sevdalara karın tokluğuna ömür mahpusluğudur hayat
Sürekli kendinsin ya da sürekli başkası, yaşamın sonu kırık bir kafatası
İsyanlar coşar, toprağın katıksız kaldırımlara döndüğü sitemkar yerde
Umut çiçeği kurur, yürek kurşun olur, sevda sipahisini canevinden vurur
Hayatın pembe rengi geçmişin buğusunda kaybolur,
Çığlığını duyan bile olmaz, unutulur….
(2001)
İlknur SolakKayıt Tarihi : 23.6.2006 22:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Hırdavat sevdalara karın tokluğuna ömür mahpusluğudur _____
SEVDANIN YABAN OLANI, ÇOK GÜZEL TABİRLERLE ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ VE MUHTEŞEM ANLATILMIŞ..
KUTLARIM, ÇOK GÜZELDİ ŞİİR VE HIRDAVAT SEVDALA KARIN TOKLUĞUNA ÖMÜR MAHPUSLUĞU...
TÜM YORUMLAR (1)