İnsanoğlunun çözmesi gereken en büyük problemi nedir acaba? Biraz düşünelim bakalım, mesela maddi anlamda yaşanan sıkıntılar, bunun üzerinde düşünelim; bu sıkıntıyı yaşayan insanlara soracak olursanız onlar için kuşkusuz en büyük problem bu sıkıntıları aşamama sorunudur ve kanımcada onların penceresinden bakıldığında aklıdırlar.
Yine bir çiftçiye soracak olursanız zaman ve şartlara göre farklı cevablar almanız mümkündür.zaman ve şartlardan kastım şudur; örneğin ekim ayında
sorarsanız yağmurların yağmadığından şikayet ederler.(Hoş bu sene alabildiğine yağdı yağmurlar)
Bir ilkokul öğrencisine sorarsanız tabii sizinde tahmin edebileceğiniz gibi problem karneye gelen düşük notlardır.Burada bir tesbit yapalım hemen onların bu stresini ana ve babaların beklentileride ikiye katlamaktadır.Ana ve babalar stres vericisi olabilmektedirler farkında olmadan.
İşverene sorarsanız,(belki de onlara hiç sormamak lazım) sonu gelmeyen ağlanmalar denizi içerisinde boğulur gidersiniz. En büyük sıkıntılarıda işçi maliyetleridir.Durmadan o günkü hükümetten birşeyler isterler.
Bu örnekleri öylesine çoğaltabiliriz ki.....
Ya kardeşim bir Allahın kulunun aklınada şu soru gelmez; orada bir memleket
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Edebiyat ve sanatın bütün kolları insanı dünyaya bağlayan,olgunlaştıran gelecek kuşaklara yazılı,sözlü,görsel,işitsel eserler bırakan insanlık tarihiyle birlikte varolan güzele,iyiye,mükemmele,paylaşmaya doğru bir yürüyüştür.Şiir insanların duygularını yansıtan edebi olarak şölene dönüşen toplumsal yaşama katkıda bulunan yaşam olgusudur.Eğitim,sanat,kültüre verilen önem toplumlarım uygarlık seviyesini gösteren en güzel ölçüttür.
Kendi görüş düşüncelerimi kısa da olsa burada belirtirken güzel,anlamlı çalışması için Gürbüz beyi yürekten kutlarım.Saygı,sevgilerle.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta