Günümüzün gençleri inanmazlar,
İlk okul dördüncü sınıfa kadar,
Yerde diz çökerek,
Önümdeki rahlenin üzerinde,
Kitaplarım, defterlerim, kalemim, silgim,
Gaz lambası ışığında,
Başarabildiğim kadar,
Derslerime çalışırdım.
O yıllarda,
İşler zor,
Bir o kadar da,
Telaşlıydı.
Teneke ile,
Kuyudan taşınan su ile,
Haşlamalar sulanırdı.
Tütün dikeleçle ekilirdi.
Ardından,
Çapalanırdı.
Tarladan da serinde,
Sabah erkenden
Ve gece toplanırdı.
Özellikle,
Gece kırımına,
Lüks lambalarıyla çıkılırdı.
Kışın,
Uzun gecelerde,
Pastalı yapılırdı.
Enikonu,
Yeşil yapraklar ayrılır,
Harmanlıkta yakılırdı.
Az da olsa,
İşsiz kalınan,
Boş zamanlarda,
Yüzük oyunu oynanırdı.
Yazın,
Buzhaneden,
Buz alınırdı.
Derme çatma,
Dolabın içine salınırdı.
Çabuk erimesin diye,
Çuvalla sarılırdı.
Artan yemekler,
Korunmak istenenler,
Orada saklanırdı.
Ütü bile,
Kenarda biriktirilmiş,
Kızgın kömürlerle,
Kızdırılırdı.
Gece ay ışığında,
İmeceler düzenlenirdi.
Şarkılar söylenirdi,
Maniler atılırdı.
Kızlar ve oğlanlar,
Karşıdan karşıya bakışırlardı.
Bir arada olmak,
Ayıp sayılırdı.
Çok çalışılırdı,
Az kazanılırdı.
Karınlar ancak doyardı.
Şükür dillerden düşmezdi.
Düğün dernek,
Ardından da gerdek,
Kasımdan kasıma,
Pek tabii,
Borçlardan arda,
Para kalırsa,
Hem de,
Davulla, zurnayla yapılırdı.
Köyde ve şehirde,
Evler iki katlıydı.
Zemin katta,
Büyük baş hayvanlar barınırdı.
İnsanlar sevinçte ve tasada ortaktı.
Yardımlaşa-yardımlaşa,
Bütün işler görülürdü.
Dayanışma hat safhadaydı.
En önemlisi de,
Bütün zorluklara rağmen,
Hepsinin gözlerinden,
Mutluluk okunurdu!
Kayıt Tarihi : 1.10.2011 15:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!