Ya Resulallah! Seni sevmek, sevgilerin en güzeli.
Ne yüreğim dile getirebiliyor, ne de elim kağıda dökebiliyor...
Boğazımda düğümleniyor, anınca adını kelimeler.
Gözyaşlarım yağmur olup sağnak gibi yağıyor gönlüme!
Bir şiir yazıyorum senin için, duygularımı anlatabilmek için,
Ama sözler anlamını yitiriyor seni düşünürken...
Uğrunda kazanmak değil bu aşk! Haykırmak dünyaya...
Sana olan sonsuz sevdamı, anlatmak istiyorum okuyan herkese.
Bugün günlerden perşembe, gecelerin en güzeli cuma gecesi,
Duaların Arş-ı Alâ'ya yükseldiği, Rahman'a ulaştığı bir gece,
Yine ben ağlamaya başlıyorum, sana ümmet olamadığım için,
Belki sesim sana gelir diye içten içe ağlıyorum, ağlıyorum bu gece...
Koyamıyorum adını bendeki bu aşkın, yoksa ondan öte mi bir sevgi,
Yarab! Bir kul bu kadar mı ızdırap çeker, bir aşk için?
İsyan değil bu sözlerim, sadece yüreğimde çağlayan bir şelale!
Çoştukça çoşuyor, bazen bir volkan, bazen de bir ırmak!
Ya Resulallah! 'Gel! ...' diye hasretini çekiyorum, sineme...
Bir selam yolluyorum sana, çağır ki ben de geleyim, diye.
Bekliyorum, sabırla, dualarla… Sana koşacağım günü!
Ne olursun! Affeyle, şefaat et; bu günahkar ümmetine!
Artık gözlerim fersiz kaldı, uzaklara bakıyor, hayalini bekliyor.
Geçiyor ömrümün baharı, gençliğim gidiyor…
Çağır! Geleyim. “Gel! ” de, bekletme beni, bir selam gönder,
Sana bir can değil, bin can feda olsun!
Bu garip ümmetini, bir dinle! Söylesin sensizliğin acısını.
Dile gelsin kalbim, ağlasın gözlerim, seni anlatırken sana!
Şahit olsun, bu gece! Karanlık gökyüzü…
Dinlesin kainat, yüreğimdeki sessiz feryadımı,
Sen misin? Gelen, ya Resulallah! kokunu hissediyorum…
Kimsesizliğimi paylaştığım bu odayı dolduran sen misin?
Duvarlar şahit! Ya Resulallah, oturup gözyaşı döktüğüm bu koltuk,
İçinde bulunduğum cehaletten kurtulmaya çalışıyorum…
Tek ümidim, sensin! Seni düşünürken unutuyorum, yalan dünyayı…
Yürümeye çalışıyorum, önümü görmeden bir yol arıyorum,
Bu yollar ki, sana çıkıyor… Kurtuluşuma adım adım gidiyorum,
Biliyorum, ya Resulallah! Beni sen izliyorsun, arkamda ki gölgemsin…
Harabeye dönmüş gönlümde yeniden alevleniyor, aşkın!
Ya Resulallah, kapına geldim, kabul buyur! Sultanım.
Şefaat eyle, sensiz zaten bir yetimim, bırakma beni ne olur!
Bak, yine düğümlendi kelimeler; can boğazdayım…
Anlatamıyorum, kimseler anlamıyor, beni senden daha iyi.
Duaya açılıyor ellerim! Birden mahzunlaşıyor yüreğim,
Avuçlarıma damlıyor, gözyaşlarım! Yerinde duramıyor…
Al beni yanına! Ne olur, çağır, bir selam gönder…
Sensiz isyanlardadır, gönlüm! Kurtar beni; ne olursun, ya Muhammed!
Salat ve selam olsun sana, ey güzel nebi! Nerdesin? Bekletme, gel…
Sensiz çöle döndü gönlüm, ya Resullallah, ya Habiballah…
Hiç kimse bu kadar özlenmedi, hiç bu kadar hasret çekilmedi…
“Gel! ” Ne olursun, gel… Bekletme artık…
Kayıt Tarihi : 5.12.2008 15:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
BENİ GÖRSE NEDER BİLMEM EL ALEM
UTANDIM KENDİMDEN BENDE Mİ AKILEM
RUHSUZLUĞUM İŞTE VERİYOR ELEM
kalemine sağlık bacı.çok hoş olmuş.bu samimi kalemin sahibi:elini açtığın vakit içten dualarında yer almak isterim.
TÜM YORUMLAR (1)