Ya Rab Bu Uğursuz Gecenin Yok mu Sabahı? ...

Mehmet Akif Ersoy
156

ŞİİR


1289

TAKİPÇİ

'İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helâk eder misin, Allah’ım? '

(A’râf 155)



Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?

Tamamını Oku
  • Burcu Bedir
    Burcu Bedir 10.07.2010 - 01:09

    Bu siir zamaninda bulundugu psikolojiyle yazilmis .. Harika kagida dokulmus .. Bu siiri bir kultur merkezinde yuzlerce insanin onunde okudugumda tuylerim diken diken olmustu o an tanismistim siirle hic calismamistim ama siir o kadar samimi ki.. Hic gerek kalmamisti calismaya sozler butun duyguyu yansitmisti salona..

    Cevap Yaz
  • Aydin Olcar
    Aydin Olcar 15.07.2009 - 08:58

    Yorumları okuyorumda herkes temiz öz gerçek duygularını dile getirmiş yani TÜRK USULÜ ERKEKLİK taslamış arkadaşım bu söylediklerimizi hayata geçirmek için ne yapıyoruz neler yapabiliriz bugün NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE sözü tartışılırken hala ........ Büyük şairimizi rahmetle anıyorum mekanın cennet olsun.

    Cevap Yaz
  • Ayten Taşdemir
    Ayten Taşdemir 09.01.2009 - 07:57

    Gerçekten günün şiiri oldu bu. Tarih tekerrürden ibarettir. Şanlı tarihimizden bile ders almamışlar bu kafirler.

    Yillarca, asırlarca süren uykudan artık,
    Silkin de muhitindeki zulmetleri yak, yık!
    Bir baksana: gökler uyanık, yer uyanıktır;
    Dünya uyanıkken uyumak maskaralıktır!

    diyen Mehmet Akif'i bir kez daha rahmetle anıyorum.

    Cevap Yaz
  • Hasan Tan
    Hasan Tan 08.01.2009 - 22:37

    Bahse Var mısın Tanrım

    _________________Bahse var mısın Tanrım! !
    _________________Birazdan avunacağım...


    Biliyorum, eğer gülmeyi unutmasaydın
    Halime mutlaka gülerdin eyy Tanrı!
    Yine de biliyorsun ki, bir ağıt için doğan bir cenazeyim..
    Ağla beni
    Tebessüm edemiyorsan ağla
    Ağla ki bu işkence son bulsun! !

    Şimdi;
    Eyy karanlıklar boyu yolunu gizlediğim kadim yaramı aydınlatan çerağ
    Eyy sevgili dolunay!
    Eyy sadece kurşuni gecelerde gördüğümde sevinçler büyüttüğüm dostum; altın ve zümrütten dağ!
    Şimdi doğ ve görün ve bak bana
    Bu bakışın ıstırabımın nihayeti olsun..

    Eyy etrafımda uçuşup duran esin perileri
    İçimde mahpus güvercinler,
    Ürküttüğüm ve ürktüğüm ruhlar
    Sesimi duyoyorsanız cevap verin
    Biliyorum her biriniz diğerinde eksiliyor
    ve iz bırakıyorsunuz
    -bu nasıl berbat bir oyun tanrım-
    Ses verin ne bekliyorsunuz..! !

    Eyy sonsuz ve sonsuzluğunda devindikçe ruhsuzlaşan
    Eyy ne zaman eyyy desem
    sise bürünen eflatuna kesmiş dudağa öykünen
    sonra da annesinin memesine ilk kez dudak uzatıyor gibi çocuklaşan kainat!
    Söyle nerenden tutunayım hangi memende ağzımı jilet edeyim

    Boşuna mı yalvarıyorum yoksa ey kalbim!
    Eyy göğüs kafesimde hayatın ve tabiatın aydınlık kandili gibi yanan duygularımın ve kainatın efsunlu sunağı
    Nerenden ve neresinden tutunayım sesimin
    Nerene dokunsam kendini azaltır yenikliğim..

    Eyy insanlığa gösteriş olsun diye piç ettiğim süslü cümleler
    Hanginizi sussam kendini kutsar esaretim
    kutsar ve son bulur ezikliğim.
    Eyyy şiir!
    Eeeyy bütün ince duyguların en ağır en öldürücü giyotini!
    Bana sevgini göster
    ve aç bağrını dilimin keskin taraflarına ki azalsın iniltilerim..

    Eyy kederli bakışına ülkemi ve gençliğimi gömdüğüm yar!
    Eyy her gece bakışımı bir mıknatıs gibi çeken zehir
    Eyy çırılçıplak ölüm; eyy gizemli intihar!
    Eyy hiç bir halta yaramaz, ilaç olmaz, yenmez efsun!
    Eyy bakışlara sinince anımsanan sihir! !

    Hepinizi selamladım işte eyy!
    Ve eyy 'eyy' diye seslendiğim
    ve sesimin terkisinde unutup sesimi esirgediğim her şey! !

    Yani şarkılar, korolar
    Ve annelerin bilge dudaklarına yansıyınca kainatı aydınlatan ağıtlar! !
    -akından değil, yangınından-

    Bana kendimin de seğirttiği
    ve şarkılarla dolu bir şelalenin durmadan yeni besteler terennüm ettiği
    apaydınlık bir dünyanın
    ve hiç bir gülün henüz hiç bir aşkı vad etmediği
    ve vadiler dolusu çiçeklerden henüz hiç birinin solmadığı
    hiç bir yılkının hiç bir dağa yakışmadığı; yakıştırılmadığı
    Ütopik zamanlarımı geri getirin..! !

    ____Bahse var mısın tanrım! ! !
    ____Şiir aşkın en kederli yavrusudur
    ____Ve bir cenaze için vardır
    ____Avunuyorum..


    Uhrevanda avunacağız.. birazdan, yani birazdan..

    Cevap Yaz
  • Perihan Pehlivan
    Perihan Pehlivan 08.01.2009 - 19:08

    zaman değişsede zihniyet hiç değişmemiştir.zayıf noktalar hep çıkış noktaları olmuştur. zaafiyete düşen ne yazık ki müslümanlar olmuştur.hem teknoloji hem ilimle başa baş giden bir bilgelik içinde olmadığımız sürece bu haykırışlar var olacaktır. şaire saygıyla.

    Cevap Yaz
  • Salim Kanat
    Salim Kanat 08.01.2009 - 18:40

    manen ve maddeten insanlığın başbelası olan israil ne yazık ki dur durak bilmeyen zulmüyle işbaşında ve ne yazık ki akifin soruları hâlâ ma'kes bekliyor..
    israilin yok edilmesi gereken bir haşerat cinsi olduğunu artık herkes anlamasına rağmen demek ki daha ipinin çekilmesi günü gelmedi.. fakat eninde sonunda güzel günlerin geleceğini biliyor, umuyoruz..
    akif'i rahmetle anarken yönetimi gündeme uygun düşen bu seçiminden dolayı kutluyor, selamlarımı iletiyorum..

    Cevap Yaz
  • İbrahim Necati Günay
    İbrahim Necati Günay 08.01.2009 - 17:11

    Köşeye mazhar olan çok değerli üstadımıza cenabı Allahtan (C.C.) rahmet diliyorum.Ruhu şad,mekanı cennet olsun.
    Bizlerde bu dünyada var olduğumuz sürece iki tane ipe sıkı sıkıya sarılmamız lazımdır.
    Bir tanesi cenabı Allahın ( C.C.) ipi.
    Bir taneside bizlere bu güzel yurdumuzu milleti ile ele ele verip kurtaran ve Cumhuriyetimizi kuran büyük önderimiz Atatürk'ün ilke ve inkilaplarından
    oluşan ipe sıkı sıkıya sarılmamız lazımdır.
    Bizler bu manevi ve maddi değerlerimize sahip çıkarsak bizim sırtımızı kimse yere seremez.
    Cumhuriyetimiz,ilke ve inkilaplarımız gençlerimize,
    Cumhuriyetimizde Cumhuriyet savcılarımıza emanet edilmiştir.
    Memleketimizin her karış toprağının ve bir birimizin kıymet ve kadrini bilmemiz lazımdır.Ulu önderimizin kurduğu Cumhuriyetimizin ve ilke ve inkilaplarının değerini ve kadir kıymetini iyice idrak etmeli,ona görede çok iyi nesiller yetiştirmeliyiz.
    Her zaman her yerde bunları tekrar etmeliyiz.
    NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
    Saygılarımla....

    Cevap Yaz
  • Yasin Vasat
    Yasin Vasat 08.01.2009 - 15:25

    Bir imparatorluğu,geride bir aile kalacak seviyeye indirebilirsiniz ve o ailede de, karı koca kavgası çıkararak onuda parçalayabilirsiniz.

    Cevap Yaz
  • Züleyha Özbay Bilgic
    Züleyha Özbay Bilgic 08.01.2009 - 14:57

    rahmetle anıyorum üstadımızı ..yıllar geçse de hala dünyanın çeşitli yerleinde müslümanlar zülum görmekte bugün olduğu gibi Dualarımız kardeşlerimiz için..



    ZÜLEYHA ÖZBAY BİLGİÇ


    GAZZE’YE
    insanlık sustu
    Yüreğimin diliyle sesleneceğim size
    içimde kanayan bir yarayla
    Kalbimde çağlayan
    Yaradana uzanan dualarımla
    Seccademe hüzün katan
    Damla damla gözyaşımla
    Sesleneceğim size
    Nefesim yettiğince





    Zalim zulmünde boğulacak bir gün
    Nefislerine esir düşerken
    Ve..seçerken yargısız infazlarını
    Vahşete kulaklarını tıkayanlar
    İşte siz de o büyük gün
    İlahi mahkemede telaş içinde
    Topraktan bile medet umacaksınız
    Ve.. kendi zulmünüzde boğulacaksınız





    Vicdanlar sahte;
    Hani nerde insan hakları
    Akan kanlara kim dur diyecek
    Bu soykırımı kim önleyecek
    Mazlumların ahı inlerken göklerde
    Haktan hukuktan bahsedenler nerde
    Bir yanda zalimlerin son model silahları
    Bir yanda kardeşimin tekbirle süslediği taşları
    Size sesleniyorum zalimler
    Ebrehenin ordusunu delik deşik eden
    Çamurdan taşlardı
    O tekbirle süslenmiş taşlar
    Size cehennemde ateş olacaklar



    Ey Gazze
    Mazlum coğrafyanın masum insanları
    Feryatların suskun kaldı dünyada
    Biz haykırıyoruz senin yerine
    Bin bir kahırla
    tek birlik olup
    Yüreklerimizle
    Kalemin ağladığı şiirlerimizle
    Her şey sustu
    Dinleyin
    yüreklerimiz konuşuyor ötelerde..


    Züleyha Özbay Bilgiç





    06.01.2009 Salı





    KÜTAHYA

    Cevap Yaz
  • İbrahim Faik Bayav
    İbrahim Faik Bayav 08.01.2009 - 09:53

    Akif'in Uğursuz Gecesinin Sabahı Oldu.


    Antoloji Com, 'Yâ Rab, Bu Üğursuz Gecenin Yok mu Sabahı' sözüyle başlayan şiiri, öyle sanıyorum ki, Filistin'deki vahşet sebebiyle Günün Şiiri ilan etti.

    Bu şiir, Mehmet Akif Ersoy'un, uğursuzluğun ülkemiz üzerine çökmeye başladığı andaki şiiridir. Bu şiiri yazdığı yıldan sonraki yıllarda, korktuğu başına gelmiş, altı yüz yıllık devlet ortadan kalkmıştır. Şimdi ben, bu şiirden tesbit ettiğim bazı mısraları alıp, yorumu yapmaya çalışacağım:

    1-''Ayet: İçimizdeki beyinsizlerin yüzünden bizi helak eder misin Allahım?''

    Ersoy'un, şiirin başlangıcına bu ayeti alması ilginç. Çünkü konu, Hz. Musa'nın kendi milletinden şikayetiyle ilgili. Buna göre demek istemiştir ki;

    a) Bir milletin başına çöken uğursuzluk, o milletin içindeki sefihler yüzündendir. Ayetteki 'süfehâ' kelimesini Akif, mecaz ifade olarak, beyinsizler diye aktarmış.

    b) Sefihlik tamir edilmezse helakin oluşacağının bilinmesini istemiş.

    c) Hz. Musa'nın milletinde olduğu gibi, Hz. Muhammed'in milleti'nde de sefihlerin bulunabileceğini belirtmeye çalışmış.

    2-''Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında / Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan arasında''

    Mehmet Akif Ersoy, 1936 yılında vefat etti. Dolayısıyla, yeryüzünü hercümerc eden ikinci uğursuzluğu görmedi. Rabbi'ne iltica edip istediği nefha, kendisi daha hayattayken esmeğe başlamıştı. O, neticesini göremediyse de, bu günlerin insanları o nefhadan feyzini aldı.

    3-''Çan sesleri boğsun da gömülsün mü sükûta?''; ''Teslis ile çöksün mü bütün âleme zulmet?''

    Arz-ı Hicaz çan sesleri ile boğulup sükuta düşmedi. Ama, başka bir şey oldu; ne şekilde oluştuğunu anlayamadığımız kara bulutlarla oradan yayılan maneviyat hüzmeleri sönükleşmeye başladı. Hem sonra, Teslis zulmet sebebi olmaktan çıktı, yapılan tevillerle, Vahdet'e adım atacak duruma geldi. Bugün bundan memnun kalmayayıp aynı teraneyi seslendirmeye çalışanlar varsa da, Akif'in nefha diye adlandırdığı değere toslayıp geri çekiliyor.

    4-''İslam ayak altında sürünsün mü nihayet? / Yâ Rab, bu ne hüsrandır, İlâhi, bu ne zillet?''

    İslam terimine bindirilmiş yanlış mana, demek ki, ta o zamandan başlamış. İslam, ayak altında sürünecek şey değildir. Bilakis İslam, ayak altında sürünenleri, ayağa kaldıracak şeydir. Tabi, kalkmak isteyenler için. Akif'in varlığından sızlandığı hüsran ve zillet, İslamsızlığın ta kendisidir. Zaten, aşağıda gelen ''Bir uykuya daldık ki, cehennemde uyandık'' mısraı, bunun delilidir: Cehennemde İslam olmaz.

    Aynı şekilde, ''İslam'ı elinden tutacak, kaldıracak yok'' mısraı da, İslam'a yanlış mana verilmişliğin diğer örneğidir.

    5-''Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi? / Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlâhî?''

    Akif'in sızlandığı zaman, uğranılmış dert ve belaların yetmediği zamanmış belli ki. Burada akla şu soru geliyor: Milletin içindeki sefihlerin yaptıkları sefihliklerinin boyutu neydi acaba? Kişilerin veya toplumların selamete ermeleri için, günahları oranında keffaretlerini ödemeleri gerekir. Kafaret bu kadar ağır olmuş ise, adl-i İlahi'nin yüzünü göstermediği günah da o kadar dehşetli olmuş demektir. O günahlar neler idi acaba?

    Günümüzün Filistin olayına bu şiirin penceresinden bakılması dileğiyle...


    İbrahim Faik Bayav

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 43 tane yorum bulunmakta