Ölümlü dünya... Öğdüm'lü dünya...
Bütün ülkem insanına
Huzur nasip eyle yâ Rab,
Cümle mümin kardeşlere
İlim nasip eyle yâ Rab!
İndirdiğin Büyük Kitap
Kullarına eder hitap.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
şiiriniz çok güzel
Amin...
Dost Abdulkadir,
Abdulkadir (Geylani'ye izafeten) zaten dost. Şiirinizde bir ayçiçeği misali yöneliş var. İlk şiirinizden itibaren var.
Selamlar. Tebrikler.
Sandalî
amin...amin...amin. sevgili öğdüm... ilk şiirin bu olduğuna göre sevgili için çok yol alınmıştır. eline sağlık. güzel bir dua okudum kaleminden sevgiyle kal...
Tebrik ediyorum kardeş. Tüm kalbimle amin diyorum. Saygılar.
Abdülkadir kardeşim, ilk şiirin belki en güzel duan olmuş...umarım Rabbim duanı kabule karin eyler ve senin gibi cümle ümmet-i Muhammed aşk-ı hakikinin yolunda ömür vermeyi...onun yolunda hakiki vuslata ermeyi ve bunun büyük hazzını hisseder...
Bir süredir ara verdiğim şiir dünyama geri döndüm ve güzel yüreğine tebrikler kardeşim...
Sevgi ve muhabbetlerimle kal...müsait zamanda görüşelim inşallah...
Yâ Rab!
Bütün ülkem insanına
Huzur nasip eyle Yâ Rab,
Cümle mü'min kardeşlere
İlim nasip eyle Yâ Rab!
İndirdiğin Büyük Kitap
Kullarına eder hitap.
Okuyan Müslüman için
Yağmur gibi yağar sevap,
Nasip eyle bize Yâ Rab!
Namaz kılan, Oruç tutan,
Hacc'a giden, Zekât veren,
Sana Şehâdet getiren,
Kuluna merhamet eden
Kula merhamet et Yâ Rab,
Rızandan ayırma Yâ Rab!
Abdulkadir niyaz eyler,
Göz yaşını gizler gezer,
Rabb'inden merhamet bekler,
Medet Yâ Rab, Medet Yâ Rab! ..
Amin sevgili kardeşim..Amin..
Seni seviyoruz abdülkadir.
Yüreğimizdesin.
sevgilerimle
amin
sevgiyle
* * * M î l â d ı m d ı r * * *
Bu mısralar, kendini Şair sanan âciz bir Şiir'in ahvâlini anlatır! ..
Artık anlamıştır Şiir, aşkın, sevdânın ve dâvânın mısralarda durduğu gibi durmadığını! ..
Kıymetsiz bir gazete kâğıdı gibi serin bir Palandöken havasında, kana kana yanmıştır! ..
Ve artık 'Ölümlüye' devri kapanmış 'Sevgiliye' devri başlamıştır...
Saygı, sevgi ve dostlukla arz eder...
* * *
Yâ Rab!
Bütün ülkem insanına
Huzur nasip eyle Yâ Rab,
Cümle mü'min kardeşlere
İlim nasip eyle Yâ Rab!
İndirdiğin Büyük Kitap
Kullarına eder hitap.
Okuyan Müslüman için
Yağmur gibi yağar sevap,
Nasip eyle bize Yâ Rab!
Namaz kılan, Oruç tutan,
Hacc'a giden, Zekât veren,
Sana Şehâdet getiren,
Kuluna merhamet eden
Kula merhamet et Yâ Rab,
Rızandan ayırma Yâ Rab!
Abdulkadir niyaz eyler,
Göz yaşını gizler gezer,
Rabb'inden merhamet bekler,
Medet Yâ Rab, Medet Yâ Rab! ..
Haziran 1996
(Kayıtlarıma göre ilk şiirim)
Özel Sayfam
Abdulkadir Öğdüm
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta