Ya Müslüman Gibi Doğrul Şiiri - Durmuş Kaya

Din kardeşimin canı incise
Bir fermanla dize getirirdim
Frengistanı!
Bağırmazdım
Çağırmazdım,
Kılıç sallamazdım
Silah sıkmazdım hayaletlere…

Edirne’den Hind’i Çine
Bize neler oldu?

Bana neler oldu
Bu soru bana asıl!
Dolarlara doğru
Ağzı sulu giderken
Gerçeği görmek nasıl?

Bir kafirin eli
Dokunmuş peygamberime!
Günaydın gülüm,
Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti,

Günaydın Mekke’ye
Medine’ye…
Günaydın Kahire’ye, Taşkent’e
Günaydın Almatı’ya, Bakü’ye,
İstanbul’a,
Ankara’ya, başkent’e!
Günaydın!

Sevginin iri başağı
Güneşin ışığı,
İlimlerin beşiği sendin!

Kanımla gönlümün bileşiği sendin!

Günaydınlar sana
Günaydınlar, ehli İslam’a,
Türkiye’ye İran’a Mısıra,
Suud’a! ...

Nerdesiniz?
Neden çıkmıyor sesiniz?

Sesiniz şeytana taş atmak kadar cılız,
Sataşmak kadar gülünç!

Giden gitti atlarını
Ay’da sulamaya!

Tepki, elçilikler basmakla mı
Papazları asmakla mı,
Sandıklarda susmakla mı?

Nerde bir lokma bir hırkanız?
Nerde önünüz arkanız?
Şeyhleriniz
Şıhlarınız! ! !

Öyle meydanlarda
Yuh’lamak ayıp!
Demek ki özün
Yüreğin kayıp!

Belli değil ki zaten
Sen ne yandasın! ?
Niçin bunca hezeyandasın?
Belki beş yüz senedir
Günün gününden eksik
Ziyandasın!

Sen içir petrolünü
Amerikanyaya
Git İspanya’da donsuzlarla ol!
Dinsizlerle
Densizlerle ol!

Ve ipini ver Lavrens’e,
İsviçre’de havyar
Paris’te ense! ...

Peygamberime söven
İpsiz mesnetsiz şoven
Ve şeytan! …

Şeytan senin içinde!

Yüreğinde kışlattığın,
Hacılara taşlattığın,

Yemlediğin,
Beslettiğin
Şeytan senin içinde!

Osmanlı’yı kesen sensin,
İblis gibi susan sensin,

Sonra da
Filistin’de
Bağdat’ta
Kan kusan sensin,

Ben ne deyim gardaş sana,
Git kendini at Umman’a!
Alnında kara lekeyle,

Ya Kızıldeniz’de boğul
Ya Müslüman gibi doğrul!