Y-Han - 15 - Şiiri - Habibe Merih Atalay

Habibe Merih Atalay
496

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Y-Han - 15 -

FİL KESKİN ÇOCUK

-Değişime nerden başlayalım? Yatak odasından mı salondan mı?
-Emin değilim.
-Ouuu! Şu manzaraya bak!
-Bir yıl içinde değiştirmemiz gerek bütün bu gerçekliği.
-Yani?
-Yani... bu gün 27 Nisan 2014 -
-Yani... 365 günümüz var.
-Değişime içerden başlanacak bu kesin.
-Öyle mi?
-Buna mecburuz.
-Onarıma içerden başlanacaksa eğer... korkarım önce şu moloz yığınını aşmak gerekecek.
-Ve yıpranmış bir ton giriş çıkışı...
-Evet biliyorum. Biliyorum. Benim ne yapmam gerekiyor bu arada peki?
-Şimdilik pek bir şey gerekmiyor. İçteki tadilat ne kadar hızlı gerçekleşirse bunun dışa yansıması da gecikmeden hissedilir zaten. O zaman kolayca algılanır ne zaman ne yapmanız gerekeceği. Etkilenme, içten dışa doğru zincirleme gerçekleşecek.
-Çökmenin tam karşıt yönünde sanıyorum.
-Evet. Aynen öyle. İlk kırılmanın ve ilk çökmenin olduğu yere ulaşmamız gerekiyor şimdi bu moloz yığınının içinden ki bu da çok zor görünmüyor aslında. İşaretler nasıl bir yol izleyeceğimizi gayet açık bir şekilde gösteriyor bakın.
-...
-Bir dakika!
-...
-Sen de duydun mu?
-...
-Biri mi inliyor sanki?
-...
-Sanki!
-...
-Hey!
-Şükürler olsun!
-İnanamıyorum hâlâ hayatta! Nasıl dayanabildi?
-Haydi çıkaralım onu burdan.
-...
-Hey baksana...
-Gülüyor!
-Hah! Tektonik şokun etkisi olsa gerek.
-Bu oyunu daha fazla sürdüremezdim!
-Güzel! Sürdürmemeliydin de zaten.
-Sahi mi?
-Evet. Zaten başlangıç için bu kadarı fazlasıyla bile iyiydi.
-Gerçekten mi?
-Çok iyi evet çok çok iyiydi gerçekten.
-İnan ki iyi oldu ve giderek daha da iyi olacak. Ama oluşturulması gereken daha çok şey var.
-Evet biliyorum. Farkındayım.
-Ama artık gerisi çok kolay çorap söküğü gibi. Hiç merak etme. Onları etkilemeyi başaracaksın bundan hiç kuşkun olmasın.
-Umarım.
-Şimdi artık senden gerçeği duymak istiyorum.
-Teşekkür ederim. Güzel bir gün geçirttiniz bana. Şükürler olsun ki güzel arkadaşlarım var. Şükürler olsun ki iyi bir ailem var. Şükürler olsun ki hayata yeniden aşılandım.
-Bir istek fırtınası esiyor yine bakıyorum da...
-Biliyorum biliyorum ki geçecek, sakinleşecek, dinginleşecek zihnimin bu havası, birazcık sabır sadece gerekli olan.

Sabır nedir biliyor musunuz? Sabır, insanın acıyı yüzünü ekşitmeden yudum yudum sindirmesidir. Sabır söylenmemiş sözlerdir. İfade edilmeyen duygulardır.* Sabırlı insanın öfkesinden korkulur.

*O Hayat Benim dizisinden

Her birey tek bir hayatta iki kere yaşar aslında. Birincisinde yaşar evet ama sadece yaşar. İkincisinde yaşadıklarını anarak anımsatarak yaşar. Bu yaşanılanlar ikiz gibi tıpatıp aynı fakat yine de farklıdır birbirinden. Birincisinin bir Saniye Teyzesi vardır hiç durmaz etrafında seyirtir durur. İkincisindeyse ama sanki o daha bir hayat... devrede değildir artık Saniye Teyzeler zihinsel akrabalarına mirasını bırakıp çekilip buralardan çoktan gitmişlerdir ama ne gam. Her cümlesi defalarca tekrarlanan karelerin pek çoğu peş peşe akmaz bir başa sarar -ileri- bir sona -gerisin geri, zıp zıp zıplayan bir lastik top kızaran avuçlara bulaşır şlap şlop. Kenarları dağılırken sararır topografya yıpranan zihinlerde epriyen cildi kaybolan topraktan kitabın tipografisi fırlar dikilip sökülen büyük loşlukta yürüyüşe çıkarır büsbütün cümleler yaşatır kolkola girişip anları bu kez yaşanan ve salt yaşanan şu birinci hayattan:

"Neredesin? "
"Geliyorum yeni çıktım işten."
"Aldın mı söylediğimi peki? "
"Aldım."
Şeklinde olan hikâyeciğin de ikinci yüzü sanki daha bir hayat olur bu yüzden akışır cızırdayan taş pikabında ama şu farkla:

"Sahi, ne almıştın sen o gün kuzum? "
"Bilmem, sen ne istemiştindi ki? "
"Allah allah! "
"Ne zaman yaşadık ki biz bu sahneyi? "
"Valla hiç hatırlamıyorum desem, kızacaksın ama sen yine şimdi..! "
"Ama mı nasıl yani! ? "
"(! ?) İllaki..."
"Hatırlamıyorsak yaşanmamış olmasın sakın! "
"Yok artık daha neler! "
"Yani mesala dedim canım kim bilebilir belki de yaşanmamıştır gerçekten! ? "
"Sen kafayı böyle mi buluyorsun! ? ...İlahi! "
"Yok aşkım ne demek, olur mu hiç öyle şey? Hem üstelik ne ayıp! Tabii ki yaşadık da... Hem muhakkak yaşamışızdır da, yani, demem o ki yaşamasak böyle şeyleri nerden uyduracağız? Detayları anımsayamadık sadece hepsi o kadar, bunda büyütülecek bir şey yok! "
"Tabii, tabii canım ne olsun? Alt tarafı bu -üst tarafı şu- ikimizde buradayız havaya uçmuş bir vaziyette! "
"Ne var canım, hiç olmazsa kol kola düşmüşüz ya yollara yani şimdi bu da azımsanacak bir şey mi? "
"Hıh! Orası da var ya... Ah ah! "
"Ah ah! Nerde şimdi o eski sanık zamanlar yanık samanlar şimdi şu havaya yavrulanan anlar! "
"Bre, Şair gibi konuşturdun yine kendini! "
"Eh, şairin değil miydim ki şiirim de sendin yanı başımda ilk andan beri. Ama ne mızıkçı çıktıydın sen de hani! "
"Eee... Olacak o kadar, hem 'kör köre göre bir alıcıdır' derler."
"Doğru ama iyi bir köre de iyi bir alıcı lazımdır her zaman; en azından... eh işte! Senin kadar tabii! "
"Yani? .. Körler sağırlar bir birini ağırlar klişesi mi diyorsun? ..."
"Aa! Senle de hiç konuşulmuyor artık yav! . İşte yine sardık kafayı! Off of! "

Sanki ikinci hayat daha bir hayat. Dört cümlelik yaşamı bitirtmez. Sonsuza uzatıp sekize katlayan saniye teyzelerini de yitirtmez. Arif olur beş arife öncesinden anlar bunu adam gibi 'adam'lar. Katil uyanırken tatil olur şiir. Heykel bir aşk katliamıydı yaşanan anlar. Şairi yontarken Heykeltraşı kağıttan uçaklara atlayan Heykeltraş, şiiriyle birlikte çıkar tatile katili. Akdenizin sahilinde kağıttan gemisi, upuzun süre batmadan yüzer boynunda incisi. Maviliğin değil kendine, bütün heykellerine kağıttan değil de sahici kanatlar yontsan, çoktandır adanmış gönlünün ikinci hayatından uçuramaz artık kimse Prensesi edebii istirahatgahından...

Habibe Merih Atalay
Kayıt Tarihi : 7.10.2014 15:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Habibe Merih Atalay