Ölümsüz tanrılar
En çok da
Cellatlarının ellerinden öper
Sonsuz hiçlikten
Arınmak için
Ve
Yalnızlığın en sahici zamanlarında
Ne sığına bileceğim
Limanlarım vardı
Ne de
Batırabileceğim kağıttan gemilerim
Yasak bir dilde
Zaman geriye çalıyordu
Mekansa…
Griye
Geceye renk katan lensli gözleriyle
Yaşlı bir fahişeyi ayartacak kadar
Vıcıktı gece…
Kime dokunsam
biraz benden eksilirim
de
mil çekilmiş beyinlere
salarım kökümü
bilirim tutmaz
‘’Geceler rüya görmek içindir; gündüzler ise rüyaların gerçekleşemeyeceğini anlamak için’’(KIZILDERİLİ ATASÖZÜ)
ahitim zihnime kazılı
okşatmadım saçlarımı kimseye
kaç gece uyudum
düştükçe kazanır
kazandıkça kan kaybeder
de
paslı erdemlerimizin duvarlarında
aşınır insanlığımız
çünkü bilirsin
Kadınım…
Akkor tözüm
Bedenimi kezlerce
Bedeninin özsuları
Akıntıları ile
Vaftiz ettiğim
Topal bir yelkovan sıkışmıştı
Sanki saatlere
Zaman gecikiyordu
Tarihin sahih zamanlarında
Bir varmış bir yokmuş la başlayan
Masalların
Kerpiç evlerde
Müebbet yaşamlarını sürdüren
Esmer yüzlü kadınların ezikliğidir
Şimdi susmak…
Ben ne kadar sussam
Yitik bir kadın silüeti anlatır bana
Ne öncesiydi
Ne de sonrası
Kısa dalga bir Arap radyosunda
İçli bir ağıttı şimdi
hüzün
içimde çürüyen bir ağaç var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!