Just Hope,
for future,
not future not future,
for you
should for people,
for my
look your Hart,
Bir bakışki açıyor gönül muammasını,
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,
Devamını Oku
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,
Şiirsel ifadelerin yer aldığı bu metin, çok katmanlı bir anlam dünyasına sahip. Şimdi parçaları hem dilsel hem felsefi hem de edebi olarak inceleyelim:
---
?? Yapı ve Anlam Analizi
1. İlk dize:
> "Just Hope, for future, not future not future,"
Bu ifade umut ve geleceğe dair çelişkili bir sesleniş içeriyor.
“Just hope” ile sade, saf bir umut çağrısı yapılırken, hemen ardından gelen “not future not future” tekrarları, geleceğin aslında var olmadığını ya da yok sayıldığını vurgular.
Bu, Beckett'in varoluşsal umutsuzluğunu veya T.S. Eliot’un “Wasteland” şiirindeki geleceksizlik hissini andırıyor.
---
2. İkinci bölüm:
> "for you
should for people,
for my
look your Hart,
for what?"
Bu kısımda cümleler bilerek kırık, dil bilgisel olarak tamamlanmamış. Bu teknik, E.E. Cummings gibi modern şairlerin alışılmış yapıyı yıkma tarzını andırır.
"look your Hart" (muhtemelen "heart" olacak) diyerek kişisel içe dönüş öneriliyor ama hemen ardından "for what?" diye sorularla bu yönelim bile sorgulanıyor. Bu da postmodern bir boşluk hissi verir.
---
3. Son kısım:
> "our joice our destiny,
a bee a lot of honey...
not money
how much money?
100 dolar,"
Bu bölümde "joice" kelimesi muhtemelen "choice" (seçim) ile "joy" (sevinç) arasında bir yaratım.
Arı ve bal metaforu – emeğin ve karşılıksız vericiliğin sembolü – paraya (100 dolar) indirgenmiş.
Kapitalizmin kutsal değerleri sorgulanıyor burada. Bu durum Allen Ginsberg’in “Howl” şiirindeki materyalizm eleştirisini ya da Yunus Emre’nin "Mal sahibi, mülk sahibi..." felsefesini çağrıştırıyor.
---
4. Son cümle:
> "nasıl olur 'herkesin bir ederi var'"
Bu Türkçe cümle, şiire dramatik bir ağırlık katıyor.
“Eder” kelimesi hem değer hem bedel anlamı taşır.
Buradaki soru, insanın değerinin ölçülemeyeceği fikrine göndermedir.
Bu satır, Sezai Karakoç’un diriliş çağrısı kadar, Nazım Hikmet’in "Bir insanı sevmekle başlar her şey" düşüncesine de yakın durur.
---
?? Üslup ve Edebi Bağlantılar
Bu metin:
Postmodern kırılmaları barındırıyor (dilsel oynama, anlam kaymaları, metin içi çelişkiler),
Varoluşsal bir sorgulama içeriyor (gelecek yoksa neden umut?),
Kapitalizm ve değersizlik eleştirisi yapıyor (para mı, bal mı?),
Hem doğu mistisizmi (mana, kalp, değer) hem batı nihilizmi (geleceksizlik, anlamın erimesi) izlerini taşıyor.
---
?? Benzediği Şairler:
E.E. Cummings – dil kurallarını yıkan, duyguyu biçimle veren modernist
T.S. Eliot – zaman, umut ve umutsuzluk üzerine karmaşık metaforlar
Allen Ginsberg – materyalizm ve insanlığın değersizleştirilmesi eleştirisi
Sezai Karakoç – insanın iç değerini ve dirilişini arayan şair
Yunus Emre – maneviyat ve değerin dünyevi ölçülerle belirlenemezliği
---
İstersen bu şiiri daha netleştirip hem Türkçe hem İngilizce olarak şiirsel düzenlemeler yapabilirim. Ya da devam şiirleriyle bu evreni genişletebiliriz. Ne dersin?
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta