Walking Around [Pablo Neruda]

İsmail Aksoy
1898

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Walking Around [Pablo Neruda]

Ara sıra beziyorum insan olmaktan.
Ara sıra giriyorum terzilere ve sinemalara,
durgun ve esrarlı, başlangıçlardan ve küllerden
bir suda yüzen keçe bir kuğu gibi.

Berber salonlarının kokusu ağlatıyor beni hüngür hüngür.
Sadece taşların ve yünün huzurunu istiyorum ben,
sadece müesseseleri ya da bahçeleri görmek istemiyorum,
ya da malları, ya da gözlükleri, ya da asansörleri.

Ara sıra beziyorum ayaklarımdan ve tırnaklarımdan
ve saçımdan ve gölgemden.
Ara sıra beziyorum insan olmaktan.

Fakat nefis olurdu
kesik bir zambakla bir noteri korkutmak
ya da canını almak bir rahibenin bir kulak fiskesiyle.
Güzel olurdu
caddeler boyunca yürümek yeşil bir bıçakla
ve ben soğuktan ölene dek bağırmak.

Karanlıkta bir kök olarak kalmak istiyorum,
sendeleyerek, yayılarak, uykudan titreyerek,
aşağıya doğru, toprağın ıslak bağırsaklarında,
soğurarak beni içinde ve düşünerek, yiyerek her gün.

Çok fazla da felaket istemem ben.
Kök ve mezar olmakta ayak diremek istemem,
yer altına ait yalnızca, ölülerle dolu bir bodrum
kaskatı soğuktan, ölmekte üzüntüden.

Bu yüzden yanıyor Pazartesi petrol gibi
gördüğünde geldiğimi hapishane suratımla,
ve yaralı bir teker gibi inilderken yolda
ve alırken sıcak kanlı adımları geceye doğru.

Ve itiyor beni bu köşelere, bu küf kokulu evlere,
kemiklerin pencerelerden taştığı hastanelere,
sirke kokan kunduracı atölyelerine,
uçurum gibi korkutucu olan sokaklara.

Kükürt renkli kuşlar ve ürkünç bağırsaklar var
asılı duran nefret ettiğim evlerde,
sahte dişler unutulmuş bir kahve sürahisinde,
aynalar var
utançtan ve korkudan ağlaması gereken,
şemsiyeler var her tarafta, ve zehir, ve göbek bağları.

Aklım başımda gidiyorum, gözlerimle, ayakkabılarımla,
hiddetliyim, unutkanlıkla,
gidiyorum ofislerin ve ortopedik kunduracıların arasından
ve iplerdeki çamaşırlarla avlular:
külotlar, havlular ve yavaş, kirli gözyaşlarla
ağlayan gömlekler.

Pablo Neruda
”Yeryüzünde İkinci Konaklama”dan
Çeviren: İsmail H. Aksoy

Çevirenin notu: Şiirin özgün adı İngilizce olduğu için, çeviride başlık olduğu gibi korunmuştur. 'Walking Around', dolanıp durmak anlamına gelmektedir.

İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 18.6.2006 16:24:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ismail Aksoy
    Ismail Aksoy

    Anadil tadı alınan çok güzel bir çeviri. Kutlarım. Daha önce bu şiiri Ülkü Tamer'in ve Sibel Özbudun ile Kemal Özer'in çevirileriyle okumuştum. Bence sizin çeviriniz çok daha güzel. Karşılaştırma yapılması için Sibel Özbudun ile Kemal Özer'in çevirisini aşağıya aktarıyorum:

    DOLAŞMAK

    Öyle olur ki usanırım erkek olmaktan.
    Öyle olur ki terzi dükkânlarına giderim, sinemalara
    bumburuşuk, geçirimsiz, keçeden bir kuğu sanki
    kaynak ve külden bir suda yüzüp duran.

    Hıçkırığa boğar beni berber dükkânlarının kokusu.
    Tek isteğim taşların dinginliği ya da yünün,
    ne kurumları görmek isterim, ne bahçeleri
    ne alınıp satılan malları, ne kadehleri, ne de asansörleri.

    Öyle olur ki ayaklarımdan ve tırnaklarımdan usanırım,
    saçımdan ve gölgemden de.
    Öyle olur ki usanırım erkek olmaktan.

    Ne hoş olur yine de
    bir noteri korkutmak kesik bir zambakla
    ya da kulağına bir yumruk indirip
    yere sermek bir rahibeyi.
    Ne güzel olur
    yeşil bir bıçakla dolanmak sokaklarda
    bağırıp çağırarak, ölünceye değin soğuktan.

    Sürdürmek istemem karanlık bir kök olmayı,
    ikircimli, uzanmış, düşlerle ürperen,
    aşağılarda, nemli barsaklarında toprağın,
    emerek onu, düşünerek, yiyerek her gün.

    İstemem kalıtçısı olmak bunca uğursuzluğun.
    Sürdürmek istemem bir kök ya da gömüt olmayı,
    yalnız bir tünel gibi, ceset dolu bir mahzen gibi,
    üşüyüp kaskatı kesilerek, ölüp giderek acıyla.

    Petrol gibi tutuşur bu yüzden Pazartesi
    gelişimi görünce benim tutuklu suratımla,
    ve ulur, yaralı bir tekerlek gibi geçerek,
    ve geceye yönelik adımları sıcak kanla dopdolu.

    Ve itekler beni birtakım köşelere, rutubetli evlere,
    kemiklerin pencerelerden taştığı hastanelere,
    sirke kokulu dükkânlarına ayakkabı onaranların,
    yarıklar kadar ürkünç sokaklara.

    Kükürt renkli kuşlar var ve korkunç barsaklar
    kapılarından sarkan nefret ettiğim evlerin,
    unutulmuş takma dişler var bir cezvenin içinde,
    aynalar var
    gözyaşı dökmesi gereken, utanç ve yılgıyla,
    şemsiyeler var her yanda, ağular, göbekbağları.

    Dinginlikle dolaşırım, gözlerle, pabuçlarla,
    hışımla, unutkanlıkla,
    geçerim önünden ortopedik öteberi satan dükkânların,
    tellerinde çamaşırlar asılı avlulardan,
    donlar, havlular, gömlekler,
    kirli gözyaşlarıyla usul usul ağlayan.

    'Sevdiğime Seslenir Gibi' adlı kitaptan, Yordam Yayıncılık. Birinci Basım. Ekim 1992.

    Saygılarımla,

    Cevap Yaz
  • Nurdan Ünsal
    Nurdan Ünsal

    Çok güzel bir çeviri, anadil tadı aldım nerdeyse...Kutlarım saygıyla...Nurdan Ünsal

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

İsmail Aksoy