Salakçaydı;
Nasırsız ellerin her fırsatta orak tutması
Kaçarlardı;
Zihinlerden o mükemmel fikirler
Yine de bu dünya bambaşkaydı
Dünden bugüne insanoğlu dağ-tepe aşar
Tavşan hızlı, kartal gökte, insansa hep yaşar
Vardır hepsi gibi kendine göre sorunu
Çoğu kez ayırt edemez kurt ile koyunu
Akıllı olan çözer bunu da ağlayarak
Kimi ileri gider boyna ip bağlayarak
Can sigara ister, yakalım bakalım
İçe çekilsin Ankara, sımsıkı tutayım
Kafamda dünden anılar, yazalım bakalım
Kâğıtta kalsın sözler, yarını dudağından öpeceğiz
Mavi gözükür uzaktan, dalalım bakalım
Geçiyor rıhtımda zaman
Hala beklemek mi gerek
Ulan o hangisi
Daha kaç tane gelecek
Bekle bekle gelmiyor o gemi
Artık başka bir sen mi beklesek
Ne varmış aslanın ağzında
Çiçek mi yoksa çiçekten mi
Kötü adama ne lazım da
Hayal mi yoksa gerçekten mi
Koparılan güller yazında
Sebep en önce bitmekten mi
Ah işte yorgun bir gün daha
Ne yapmalı ne yapmalı
Güneş bile bayılmak üzere
Yola oturup taş mı atmalı
O çocuğu bilerek üzene
Doğmamış güneş ve sensizlik
Dört yanım duvar, dört yanım hissizlik
Akıllar gitti, kalem kaldı elimde
Aksırık, öksürük ve de derin sessizlik
Sıyrılır maskeler, sırılsıklam ten
Alevin etrafında uçup duran böcek
Yaklaşma o alev seni de çekecek
Sanıyorsun ki o alev sana geçecek
Sanıyorsun ki hayaller gerçekleşecek
Yapma; çünkü ne hayal kalır, ne gerçek
Canım dayak istiyor bu akşam
Şöyle bi ağzım burnum kırılsın
Her yumruğu hissedeyim
Her tekme içime işlesin
Onlar vurdukça söveyim
Size Cavit’i anlatayım iyi dinleyin
Uzundur yaşadıkları idare eyleyin
Kirlidir sakalları ve sararmıştır bıyık
Akşamları şiir yazar, gündüzler hep ayık
Yamaç bir evde yaşar o ve ihtiyar kuşu
Kuşu da olmasa hayatta çıkmaz o yokuşu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!