Gönül şem‘i söner her gecede hicrânla,
Ne seher doğar ne sabah ne bahar var.
Firkat çölünde kaybolmuş ummanım ben,
Sabırla yürürüm meşakkat dolu yolda.
Nefs terk olunur ise vuslat kapısı açılır,
Aşkın nuru parlar kalpte, sönmez asla.
Her adımda huşu, her niyazda secde var,
Derviş gönlü bilir; yol sabırla aşılır.
Söz susar, kalp münâcât ile dolar taşar,
Her secde bir nûr, her dua bir vuslat.
Hak dostu der ki: “Kalb-i kırıkta gizlidir,
Nur, yıkımda can bulur, şifâ olur.”
Yol uzun, gam ağır, gözler yaşla dolar,
Ama ümit gizlidir her kederin ardında.
Derviş sabreder, yönelir Hakk’a daim,
Sevda Hakk’tandır, vuslat sırra vasıldır.
Aşk ne yanmak, ne sönmektir hakikaten,
Teslim ile temizlenir gönül, saf olur.
Gönül pusulası yalnız O’nu gösterir,
Vuslat sabırla, ihlâsla gerçekleşir.
30.05.2025 HH
Kayıt Tarihi : 31.5.2025 01:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir, kalbimin en derinlerinde yanıp tutuşan bir ateşin, sabırla harmanlanmış hicran ve vuslat arzularının tercümanı olarak doğdu. Aklıma gelmezdi bir gün, demir atacağım yalnızlığa… O yalnızlık ki, ne denizler kadar geniş ne de zamana sığan bir hüzün değil, aksine ruhun en mahrem köşesinde yanan, sönmeyen bir şem‘dir. Bir gece vakti, kulağımda eski bir şarkı, içimde bitmeyen bir hasretle kalemim sayfaya dokundu. Bu şiir, o anın nefesi, o anın sükûtu oldu. “Vuslata Vâsıl Gönlün Hicranı”nda dile gelen her mısra, sabrın, teslimiyetin ve hakka yönelmenin manevi yolculuğudur. Nefs terk edilince, kalbin hakikate açılan kapısının ardına varılır; huşu ile dolan her niyazda, her secdede o vuslatın nuruna kavuşulur. Bu yol uzun ve meşakkatli; bazen gözyaşıyla, bazen de kalbin en kırık köşesinde filizlenen inançla yürünür. Hak dostlarının sözüne kulak verir bu gönül: “Kalb-i kırıkta gizlidir nur, yıkımda can bulur şifa.” Çünkü her hicran, her fani kırgınlık, hakikat kapısına açılan bir anahtardır. Şiirin her dizesinde, insanın en derin yalnızlığıyla, sabırla ve ihlâsla Hakk’a yönelme gayreti var. Her adımda vuslat umudu, her seste bir münâcât… Teslim olmak, ne yanmak ne sönmek; aksine, kalbin en temiz haliyle parıldamaktır. Bu şiir, yalnızca bir iç döküş değil; aynı zamanda her Hak yolcusunun kalbine fısıldayan bir sırdır. İnsan, en mahrem yalnızlığında, en derin hicranında bile vuslatın nurunu aramalı, sabrını ve aşkını eksik etmemelidir. İşte bu yüzden, “Vuslata Vâsıl Gönlün Hicranı” ve o yalnızlığa demir atan şiir, aynı ruhun farklı tezahürleri olarak el ele yürür. Biri hüzün ve yalnızlık denizinde başlar, diğeri sabır ve teslimiyetle Hakk’a varır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!