VUSLAATA DAVET
Ellerin, tutacak bir el ararsa
Uzattım elimi, tutuver gitsin.
Gönlünde gam, keder, ne derdin varsa,
Elinin tersiyle itiver, gitsin.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yüksel güneş gibi, göğe ererek,
Gün batışındaki rengi vererek,
Kızıl saçlarını ufka sererek
Gurub et gönlümde, batıver, gitsin...
Harika mükemmel, cok güzel bir siir okudum kaleminizden.
Yürekten tebrik ediyorum.
10 puan** Selamlar.
Vuslata Davet
Ellerin, tutacak bir el ararsa
Uzattım elimi, tutuver gitsin.
Gönlünde gam, keder, ne derdin varsa,
Elinin tersiyle itiver, gitsin.
Gel, öyle bir sofra kurdum ki sana
İçkisi, mezesi aşk...Anlasana...
'Ayrılık, bitmektir' demiştin bana;
İşret sofrasında bitiver, gitsin
Çekinme güzelim, doldur doldur iç,
Yüzünde gülleri güldür, güldür, iç...
Sohbetin değeri ölçülür mü hiç,
Dünyayı bir pula satıver, gitsin...
Gel, dol kadehime, sarhoş et beni,
Kadehte mey diye içeyim seni.
Bir gülüş, bir bakış ve gül buseni
Kadehin içine katıver, gitsin.
Haydi, bin, gidelim, aşk; uçan halı,
Uçtukça coş, artsın yüzünün alı.
Yüzünden utancı, omzundan şalı
Üstünde ne varsa atıver, gitsin.
Gözlerde pişirip sevdâ aşını,
Dudağım silsin gel, son göz yaşını.
Dayayıp omzuma güzel başını
Göğsümün üstüne yatıver, gitsin...
Ateşi yakmaya kıvılcım yetsin,
Günahsa da eğer,Tanrı af etsin,
Yılların özlemi bu gece bitsin,
Vuslatın hazzını tadıver gitsin...
Yüksel güneş gibi, göğe ererek,
Gün batışındaki rengi vererek,
Kızıl saçlarını ufka sererek
Gurub et gönlümde, batıver, gitsin...
öyle içten, öyle dupduru, yalın ve çıplak bir aşk gibidir Ünal Beşkesenin şiirleri...
gel bademe,mey oluver gitsin
kutlarım
namık cem
Bu mükemel çalışmayı tekrar okumak güzeldi kutlarım.
***Kızıl saçlarını ufka sererek
Gurub et gönlümde, batıver, gitsin..*** gönülde gurbet etmek ...ne kadar güzeldi...içe akan harika dizelerdi tam puanla kutlarken saygılar bırakıyorum.....
Harikaydı saygılar ANT+10
TEMA SEÇİMİ İLE,
MANA BÜTÜNLÜĞÜNÜ,
ÇOK GÜZEL HECENİ,
VE SENİ KUTLUYORUM.
N.O.
Yüksel güneş gibi, göğe ererek,
Gün batışındaki rengi vererek,
Kızıl saçlarını ufka sererek
Gurub et gönlümde, batıver, gitsin...
Şarkı tadında akan dizelerinizi ve dolu yüreğinizi kutluyorum Sayın Ünal bey,
İlk dört dörtlükte, Ömer Hayam'ı anımsattı dizeleriniz.
Şiiriniz, hoş ve güzeldi.
Kutlarım.
Saygılarımla.
= Çok romantik duygular, bende düşlerinize refakat edeyim...Emsalsiz düşlerinizi kıskandım inanın....Kutlarım..
Bu şiir ile ilgili 106 tane yorum bulunmakta