Gâm çeker,bülbül kirpiğine konup ötünce,
Budak gıpta eder ama gül kıskanır seni.
Aşkından düşen közle gönül bacam tütünce
Ocak gıpta eder ama kül kıskanır seni.
...
Bir bal arısı eşsiz güzelliğine kansa,
Görünce rengarenk bir çiçek sansa,
O anda, gül yaprağı dudaklarına konsa,
Çiçek gıpta eder ama bal kıskanır seni.
...
Senin terin meydir,bu aşığın şişesinde,
Hep resmin var sızdığım masanın köşesinde.
Sen çıkınca içtiğim her kahve telvesinde,
Fincan gıpta eder ama fal kıskanır seni.
...
Akordu verince sazımın perdelerine,
Notayı girince sazımın perdelerine,
Aşkınla vurunca sazımın perdelerine,
Mızrap gıpta eder ama tel kıskanır seni.
...
Ferhat dağları delmem için kazmayı verse,
Kerem Aslısı için ardım sıra iz sürse,
Leyla dönüp senin için yandığımı görse,
Mecnun gıpta eder ama çöl kıskanır seni.
...
Bir gün Ardosun dağını taşını gezince,
Oturup taşa, örük saçlarını çözünce,
Köyümün çayında bir kuğu gibi yüzünce,
Ördek gıpta eder ama göl kıskanır seni.
...
Haccın için sararım başımı sarıklarla,
Ta Erzurumdan gelirim yırtık çarıklarla,
Sana varınca tabanımda ki yarıklarla,
Ayak gıpta eder ama yol kıskanır seni.
...
Akşam olup güneş odasına çekilince,
Huzur veren sohbetin için diz çökülünce,
Baldan tatlı o sözler ağzından dökülünce,
Dudak gıpta eder ama dil kıskanır seni.
...
Cemalin Süleymandan kalan gizli hazine,
Bakmak için yatarım Kerem gibi dizine,
Zülüflerin lüle lüle düşünce yüzüne,
Duvak gıpta eder ama tül kıskanır seni.
Kayıt Tarihi : 28.3.2023 03:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.