damla damla şifa gözlerinde,
sinemde bir çırpınış,
bir sızı
pınarların her sızışında,
bir şimşek çakar göğün her yırtılışında,
melekler nöbette,
meleklerin gözleri gözlerinde,
göğü yırtarlar gözlerinin her yağışında.
Vuslat vakti!
kar yağıyor tenime
sıcacık,
beyaz tenli yari bekler sokaklarım,
şakaklarım çatlamadan beyaza bürünür gam ehli saçlarım,
boğazımda düğüm düğüm hüzün,
vuslat vakti düşlerim 40 gün 40 gece düğün,
adım istanbul!
bende yangın bul,
geldiğin gün...
düştüm adına varmak arzusu ile
sonu sende ipek yoluna.
düştüm aklımdan yüreğime,
aklımı aşka, hislerimi yarına adadım
ve düşündüm
sen gör diye her gece,
vuslata erdim her yıldız düştüğünde gözlerine...
adın ne senin,
adın ne...
nasıl atılır acıtmadan çizik yüreğe,
anlat lilyana,
anlat kimsin sen,
nerden öğrendin gitmeyi,
sinmeyi,
silinmemeyi,
çizip kanatmamayı,
anlat lilyana aç bana sırlarını,
girmek istiyorum en efsunlu kapılarından
ve yakmak dönüş köprülerini,
kaybolmak içinde,
gizemlerine ermek...
erdir beni lilyana,
erdir beni en, en sana...
Kayıt Tarihi : 21.12.2003 12:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Muhteşem güzel şiir...
okuyup geçebilmek ne mümükün...
tekrar tekrar okunup farklı hazlara taşıyacak bir şiir
Tebrikler
Ama hayal edebildiğim kadar güzel şiiriniz...
TÜM YORUMLAR (2)